Ustalığa giden yol “Çıraklık”

                                          

Ustalığa giden yol “Çıraklık”


"Hayatım, dikkat etsene, çok sağa yanaşıyorsun, adamın üstüne üstüne sürüyorsun."

Eşi söylenirken, bir yandan da arkadaki araba kornaya basıyordu. Eşi dörtlüleri yaktı. Ne yapacağını bilemedi Leyla. İyice telaşlanmıştı, yok yok ben bu işi yapamayacağım, diye geçirdi içinden. Oysa bundan çok değil bir ay önce araba sürmek ne kadar da basit bir iş gibi gelmişti ona.

"Aman canım, ne var sanki, herkes araba kullanıyor, ben mi kullanamayacağım?" demişti hatta. Oysa ne kadar zormuş. Sırtı, avuç içleri terlemişti. Gerim gerim gerilmişti. Eşinin stresi de cabasıydı. Tam o esnada iyice kafası karışmış arabayı da stop ettirmişti. Bu sefer iyice sinirlendi Ahmet,

"Senin gibi her işte tuttuğunu kopartan, yöneticilik yapan, işyerinde o karmaşık programları kullanan biri nasıl oluyor da arabayı kullanamıyor, anlamıyorum? Tamam, tekrar çalıştır. Acele etme beklesin biraz arkandaki bir şey olmaz." dedi. Ahmet'in unuttuğu bir şey vardı.          

                                                                                      

 
İnsan, bilmediğini kabul edip, öğrenmek için hedef koyduğu her konunun önce çırağıdır.
 
Aynı bir berberin yanına çırak olmak gibi.
Aynı yemek yapmayı yeni öğrenmek gibi.
Aynı Leylanın yöneticilik yaptığı şirkette ilk işe başladığı yıllardaki gibi. Leyla, işe ilk başladığında herkesten önce işe geliyor, herkesten sonra çıkıyor yine de gözle görülür bir iş ortaya koyamıyordu.  Şimdilerde gözü kapalı bile kullanabileceği o programlara saatlerini veriyor yine de istenilen şekilde yapamıyordu.  Eve gittiğinde ise sanki bütün gün sırtında taş taşımış gibi yorulduğunu hissediyordu.
 
Çıraklık, çok emek harcanan, çalışılan ama karşılığında minimum olumlu sonuç alınan bir dönemdir.
 
Leyla da araba kullanmanın çırağıydı. Yıllar önce ehliyet almış ama araba kullanmaya hiç ihtiyacı olmamıştı. Bekarken babası, evlenince de eşi, istediği her yere onu götürdü. Ta ki, çocuklar olup, evde çocuklarla yalnız kalıncaya kadar. Eşi bütün gün işte olduğu için gün içinde araba ile gitmek istediği yerlere giderken hep birilerinden rica etmeye başladı Leyla. Baktı böyle olmayacak, ben bu araba sürmesini öğreneyim, ne kadar zor olabilir ki diye düşündü. Ve süreci başladı.
 
İnsan, bilmediğini kabul ettiği ve öğrenmeye niyet ettiği işin çıraklığını başlatmış olur. Kişi çırak olduğu konuda bilgisi olsa bile bunu hemen uygulamaya dökemez. Uygulama için pratik ve süreklilik gerekir.                                                                             

                                                                                       


Bu her çırak gibi Leyla için de böyle idi. Teorik bilgisi vardı ama iş uygulamaya gelince bir türlü beceremiyordu. İlk arabayı kullanmaya başladığı gün daha arabayı hareket ettiremeden defalarca stop ettirdi. Eşi anlatıyor, Leyla yapamıyordu. Eşi anlatıyor, Leyla yapamıyordu.

Bugün de öyle olmuştu. Leyla, arabayı son stop ettirdiğinde eşi iyice gerilmişti. Eşinin gerildiğini fark eden Leyla,

"Sana hepsini anlatacak kadar anladım ama yapamıyorum." dedi, gergin, ağlamaklı bir sesle.

"Ama bu yapamayacağım anlamına gelmez. Pes etmek yok." dedi içinden. İşe ilk başladığı zamanları hatırladı, çok zorlanmıştı, çok çalışmıştı. Sonra yavaş yavaş kolaylaşmaya başlamıştı her şey. Zamanla öğreniyor ve öğrendiğini yapabiliyordu. Şimdilerdeyse, çoğu yaptığı işi otomatik, düşünmeden yapabilir hala gelmişti. Eğer azmedip, sabreder, çabalamaya devam ederse araba kullanma işi de böyle olacaktı.                                                                                                                                                                                  

                                                                                         

İnsan, çırağı olduğu bir konuda azmedip, sabrederse ve şikayet etmezse mutlaka o işin ustalığına varır.

Leyla çalışma hayatının aşamalarını düşünürken, çıraklığının aşama aşama nasıl ustalığa doğru gittiğini bir kez daha hatırladı. Şoför olmak istiyordu ve bunun onun hayatında başlattığı yeni bir çıraklık olduğunu kabullendi. Eşi bir şey demeden stop eden arabanın kontağı çevirerek yeniden ama daha kararlı bir şekilde tekrar çalıştırdı arabayı... Önünde aşması gereken yeni bir süreci vardı.

Eşine tebessüm ederek seslendi. "Evet, şimdi ne tarafa gidiyoruz?"

 

                                                                                  ***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

 İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir""İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.

Aynadaki kişi!

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"

Yahya Hamurcu

***





























































 




 


Yorumlar

Popüler Yayınlar