Başı Acı olan Sonu Tatlı olur

                                         

Başı Acı olan Sonu Tatlı olur


Duru elindeki taktir belgesi ile kapıyı açan annesine gülümseyerek bakıyordu....

Duru o gün neşe ile kapıyı çaldı ve elinde ki belgeleri gösterirken, annesine 

"haydi bütün aileye haber ver!  artık kızın liseden mezun oldu"dedi. 

           

                                                                                      

 
Annesi kızının sevincine hüzünlü gözlerle ortak oldu. Okula ilk yazıldığı gün aklına geldi. Hiç istememişti halbuki bu okulu. Meslek lisesin de okumak istememişti ama bulunduğu bölgede onun için en uygun okul  da oydu. Annesi onun yeteneklerini ve ilgi alanlarını gözeterek Aşçılık bölümüne vermişti. İlk zamanlar  bu okula gitmeye ses etmemişti Duru. Çünkü mutfakla ilgilenmeyi çok seviyordu. Ama sonraları mutfağın zorluğunu gördükçe aşçılıkta aldığı keyif yerini acıya bırakmıştı. Hem normal dersleri hem branş dersleri yoğunlaştıkça sızlanmaları oflamaları puflamaları artmış sürekli annesini daraltmaya başlamıştı.

-Ben bu bölümü istemiyordum neden beni bu bölüme yazdırdın? 
-Ben meslek lisesine gitmek istemiyordum neden beni buraya yazdırdın?
-Okula giderken çok zorlanıyorum çok uzak ben bu okula gitmek istemiyorum.
-Öğretmenlerim çok gıcık.
-Hep mutfak temizliyoruz ben hizmetçi miyim?
-Soğan doğramaktan bıktım.
-Matematikçi iyi anlatamıyor.
-Samet hoca hep bana  fazla iş yaptırıyor.

Annesi tüm bu  sızlanmalarında onun gelişimini olumsuz yönde etkileyecek bir şey olmadığını fark ettiği için hepsini alttan almış "hepsi geçecek merak etme kızım" diye kızını sakinleştirmeye çalışmıştı. 

Annesinin her sakin duruşunda Duru daha da çok sinirleniyordu. Sen beni önemsemiyorsun, sen beni sevmiyorsun diye bağırıp çağırıp odasına gidiyordu. 

Annesi bu durumun çok normal olduğunu bildiği için olan biteni sakinlikle karşılıyordu.  

Çünkü her yeni başlangıçların başı çok zor olurdu. Acıya sabredip devam edilirse sonu da çok tatlı olurdu.                                                                              


 

Tıpkı lezzetli bir yemek hazırlarken; en başta soğanları doğrarken gözleri yaşartıp ağlatması, sonunda da yemeği yiyenlerin çok güzel olmuş ellerine sağlık dediğin de mutluluktan parlatması gibi....

-“Okula ilk başladığın günü hatırlıyor musun Duru?” dedi annesi.

 -“Evet anne ya sana ne gıcık olmuştum beni meslek lisesine yazdırdığın için. Bir de okulun ilk zamanları ev ile okul arasında ki mesafe beni çok zorluyordu. Dersler de çok zor gelmişti. Hepsi  yeni bir çıraklıktı benim için. Yeni bir okul, yeni arkadaşlıklar, yeni öğretmenler yeni bir meslek eğitimi. Hele atölye günlerinde ki yemek yapmak için uğraşmalarımız sonra atölyeyi temizlemek zorunda kalmamız. Kızlarla kendimizi hizmetçi gibi görüp sinirleniyorduk. Hele o  otelin mutfağında 2 sene staj yapmak.. Bir sürü insana pazar kahvaltısı hazırlamak, akşam yemeklerine yardım etmek... Sonrasında mutfaktaki ustamın beni stajyerlikten yanına  çırak olarak alması ne kadar mutlu etmişti beni. Sen güzel yemek yapıyorsun gel bana çırak ol demişti. Ben de artık o mutfağın bir elemanı olmuştum.Bir gün müşterinin birisi yediği yemekten çok memnun olmuş ve mutfağa tebrik mesajı iletmişti. O yemeği de ben yapmıştım nasıl mutlu olmuştum. Sonrasında ben hep mutfakta aktif çalıştım. Diğer stajyerler sadece ustalarını izlerken ben artık otelde diğer çalışanlar gibi muamele görüyordum. Zaten otelde onca insana yemek yaptıktan  sonra  artık tek başıma  evde tüm yemekleri yapıp, mutfağı temizlemek bana hiç de zor gelmiyor. Bir keresinde de  zorluklardan yılıp az daha 10. Sınıfta okulu bırakmayı bile düşünmüştüm. İyi ki pes edipte okulu bırakmamışım. İyi ki  başta o hissettiğim tüm acılara sabretmişim. Bak elimde taktir belgemle geldim şimdi. Bir de elimde güzel bir mesleğim var artık. Hem en azından karnımı kendim doyurabiliyorum artık” diye gülümseyerek annesine sarıldı. 

                                                                                         

Annesi de gülümseyerek onu kucakladı.

- “E Hadi o zaman şimdi tüm aile bireylerine bu tatlı haberi duyuralım ve de tatlı bir şeylerle kutlayalım...”

 

                                                                                  ***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

 İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir""İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.

Aynadaki kişi!

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"

Yahya Hamurcu

***



























































 




 



Yorumlar

  1. Mutlu Ökegil5 Temmuz 2025 11:14

    İnsana andaki acıya dayanmak ne de zor gelir, baş edemeyeceğini düşünür ve hep bir boşluk arar kaçmak için… Ama pes etmeyip devam ettiğinde de iyi ki o gözümden dağ gibi yaptığım küçücük acıya dayanmışım da kaçmamışım der…
    Çok tatlı bir yazı olmuş.
    Kaleminize sağlık hocam ☺️

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar