Başı Acı olan Sonu Tatlı olur
Başı Acı olan Sonu Tatlı olur
Duru elindeki taktir belgesi ile kapıyı açan annesine gülümseyerek bakıyordu....
Duru o gün neşe ile kapıyı çaldı ve elinde ki belgeleri gösterirken, annesine
"haydi bütün aileye haber ver! artık kızın liseden mezun oldu"dedi.
Annesinin her sakin duruşunda Duru daha da çok sinirleniyordu. Sen beni önemsemiyorsun, sen beni sevmiyorsun diye bağırıp çağırıp odasına gidiyordu.
Annesi bu durumun çok normal olduğunu bildiği için olan biteni sakinlikle karşılıyordu.
Çünkü her yeni başlangıçların başı çok zor olurdu. Acıya sabredip devam edilirse sonu da çok tatlı olurdu.
Tıpkı lezzetli bir yemek hazırlarken; en başta soğanları doğrarken gözleri yaşartıp ağlatması, sonunda da yemeği yiyenlerin çok güzel olmuş ellerine sağlık dediğin de mutluluktan parlatması gibi....
-“Okula ilk başladığın günü hatırlıyor musun Duru?” dedi annesi.
-“Evet anne ya sana ne gıcık olmuştum beni meslek lisesine yazdırdığın için. Bir de okulun ilk zamanları ev ile okul arasında ki mesafe beni çok zorluyordu. Dersler de çok zor gelmişti. Hepsi yeni bir çıraklıktı benim için. Yeni bir okul, yeni arkadaşlıklar, yeni öğretmenler yeni bir meslek eğitimi. Hele atölye günlerinde ki yemek yapmak için uğraşmalarımız sonra atölyeyi temizlemek zorunda kalmamız. Kızlarla kendimizi hizmetçi gibi görüp sinirleniyorduk. Hele o otelin mutfağında 2 sene staj yapmak.. Bir sürü insana pazar kahvaltısı hazırlamak, akşam yemeklerine yardım etmek... Sonrasında mutfaktaki ustamın beni stajyerlikten yanına çırak olarak alması ne kadar mutlu etmişti beni. Sen güzel yemek yapıyorsun gel bana çırak ol demişti. Ben de artık o mutfağın bir elemanı olmuştum.Bir gün müşterinin birisi yediği yemekten çok memnun olmuş ve mutfağa tebrik mesajı iletmişti. O yemeği de ben yapmıştım nasıl mutlu olmuştum. Sonrasında ben hep mutfakta aktif çalıştım. Diğer stajyerler sadece ustalarını izlerken ben artık otelde diğer çalışanlar gibi muamele görüyordum. Zaten otelde onca insana yemek yaptıktan sonra artık tek başıma evde tüm yemekleri yapıp, mutfağı temizlemek bana hiç de zor gelmiyor. Bir keresinde de zorluklardan yılıp az daha 10. Sınıfta okulu bırakmayı bile düşünmüştüm. İyi ki pes edipte okulu bırakmamışım. İyi ki başta o hissettiğim tüm acılara sabretmişim. Bak elimde taktir belgemle geldim şimdi. Bir de elimde güzel bir mesleğim var artık. Hem en azından karnımı kendim doyurabiliyorum artık” diye gülümseyerek annesine sarıldı.
Annesi de gülümseyerek onu kucakladı.
- “E Hadi o zaman şimdi tüm aile bireylerine bu tatlı haberi duyuralım ve de tatlı bir şeylerle kutlayalım...”
***
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.
Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.
***
"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.
Aynadaki kişi!
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"
Yahya Hamurcu
***
İnsana andaki acıya dayanmak ne de zor gelir, baş edemeyeceğini düşünür ve hep bir boşluk arar kaçmak için… Ama pes etmeyip devam ettiğinde de iyi ki o gözümden dağ gibi yaptığım küçücük acıya dayanmışım da kaçmamışım der…
YanıtlaSilÇok tatlı bir yazı olmuş.
Kaleminize sağlık hocam ☺️