Az Sabırlı Ol Evladım

               

Az Sabırlı Ol Evladım

Uzun bekleyişlerin sonu güzel olur, derdi büyüklerimiz. Bir çoğumuz duymuştur.

"Bekle yavrum az sabırlı ol. Sabrın sonu selamet." derlerdi. Şimdilerde bekleye bekleye bir hal olduk. Ne gelen var ne giden ne de düzelen işlerimiz. Bekledikçe, sabrettikçe sanki daha da yığılıyor daha da zorlaşıyor her şey.

                                                                       

O zamanın büyükleri nasıl bekliyordu, diye hiç düşünmüyoruz belki de. Onlar sabır işletip şükür dokurlardı. Hem sabreder hem de bulunduğu ortamı güzelleştirirlerdi. Hem sabreder hem ellerinde olana da olmayana da şükrederlerdi. Yaptıkları her güzel işin onlara daha da güzelini getireceğine inanarak ilmek ilmek işlerlerdi sanki hayatı. Sabreder ama hala elleri iş tutardı. Kızmış mı birine ardından susmuş mu hemen bir işe koyulur o yaptığı işi sanki o ilişkiyi düzeltir gibi güzelleştirerek yapar, hem üretir hem düzeltirlerdi. Ardından ne yük kalır ne gam ne tasa. Üzerlerinde bir hafiflik yüzlerinde hafif ve tatlı bir tebessüm.

Tüm eskiler böyle miydi? Tabiki hayır ama belki de bir çoğu böyleydi.

                                                                                                                                                                

                                                                                         


                                                     

Şimdilerde nasılız peki?
 
Hem kırgın hem kızgın belki de hayatta çok yorgun. İlişkilerimiz düğüm düğüm, işlerimiz düğüm düğüm, her sabah okula gönderirken saçlarını taradığımız prenses kızımızın saçları düğüm, kanı şimdilerde biraz daha hızlı akan oğlanın arkadaşları ile arası düğüm. Sıra sıra çözülmeyi bekleyen düğümler yumağı sanki her şey. Trafikte ters yöne girmişiz de tüm ışıklar gözümüze geliyor önümüzü göremiyormuşuz gibi.


Nefes almak için sakin bir rota oluşturup meşe ağaçlı bir ormanda yürürken sincapların hareketleri ne kadar da güzel. Ağaçların üstündeyken çıtır çıtır yedikleri meşe palamutlarının kabukları yerlerde. Kimi yere düşen tam ve bütün palamutları uygun yerlere gömmekle meşgul. Kimi gelip geçen insanlara bakarak palamudunu kemirmekte. Acaba ne düşünüyor hakkımızda?" Kaçıncı turu attı akıllım. Bir de şu palamutların tadına bakıp ağaç kovuğunda yaşasa ne kadar mutlu olur." diyor mudur?
Kaçan sincabı kovalayan sincap ne diyerek kovalıyor acaba?
Sincaplar da hayatın düğüm olduğunu ve bir sincabın gelip onları çözümsüz bıraktığını düşünüyorlar mıdır?
                                                                                  
                                                                                          
                                                                                        


Şu an elinde olan imkânları düşündü. Aslında birçok şeye sahip olduğunu farketti Aylin Kovalanan sincap çokta dert etmiyor galiba, köşeye sıkıştıktan sonra da normal hareketlerine devam ediyor. Olayı yaşıyor ve olayın içinden geçiyor sanki. Olayların onun içinden geçmesini beklemiyor gibi.
Oluyor, yaşıyor ve hayatına kaldığı yerden devam ediyor. Meşe palamutlarını yere düşürme, düşen palamutların bir kısmını yeme, bir kısmını toprağa gömme, biraz kaçma, biraz da kovalama. Nasıl da keyif alarak ve belirli bir rutinde devam ediyor.
Tıpkı eskiler gibi. Üretmeye devam ederek. Durmadan, durağanlaşmadan hep akarak ve temiz yasamak...

                                                                                 ***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

 İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir""İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.

Aynadaki kişi!

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"

Yahya Hamurcu

***



























 




 





























Yorumlar

  1. Ne güzel bir strateji... ellerinize sağlık...

    YanıtlaSil
  2. Geçmişten doğadan insana ne güzel bir deneyim transferi vermişsiniz emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  3. 🐿️ sincap gibi olabilmek😌 çok tatlı yazılmış, kalemimize sağlık

    YanıtlaSil
  4. Çok güzel stratijeler içeren bir yazı olmuş , elinize saglkk ;)

    YanıtlaSil
  5. Sabır… ne büyük nimetmiş meğer..

    YanıtlaSil
  6. Ne güzel anlatmışsiniz...ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  7. "Hem sabreder hem ellerinde olana da olmayana da şükrederlerdi." hepimizin ihtiyacı sabır ve şükür. Üretimde olup bedel ödedikten sonra sabredebiliyor muyuz, ne olursa olsun şükürlü müyüz...

    YanıtlaSil
  8. Yaşanan olayda takılı kalmamak, hemen hayata adapte olmak ne kadar kıymetli... kaleminize sağlık :)

    YanıtlaSil
  9. Kaleminize sağlık… 🌷

    YanıtlaSil
  10. Hocam ağzına sağlık. Bizde problemlerin içine girip bir yumak da biz oluyoruz :)

    YanıtlaSil
  11. Olaylara ve kişilere takılmadan, başımızda gelen olumsuzlukların içinde kalmadan yola devam edebilmek nasip olsun.. Emeğinize kaleminize sağlık 🌿

    YanıtlaSil
  12. Bir Tebessüm 🍉6 Aralık 2024 11:18

    Nasıl da güzel özetlemişsiniz...
    Doğadan öğrenecek cok şeyimiz var...

    YanıtlaSil
  13. Beklentisi çok yüksek olan bir insanı sabırlı olabilir... üremeye devam ederek. emeklerinize sağlık:)

    YanıtlaSil
  14. Azimle harekete devam etmek bu olsa gerek:)

    YanıtlaSil
  15. Emeğinize sağlık. Güzel bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  16. Doğada tüm canlıların uyum içinde akıp gitmesi gibi, olayların insanın üstünden geçip gitmesi değil olayların içinden insanın akıp gitmesi ne kıymetli..
    Su gibi bir yazı olmuş elinize sağlık

    YanıtlaSil
  17. Başımıza gelen olayların hemen alel acele sonuca bağlanmasını istiyoruz fakat bizim saburlı olmamızı istiyor elinize sağlık 🍂

    YanıtlaSil
  18. Oysa insan , tam tersine ,sebepte gevşek, ..sonuçta ne kadar aceleci.. Olması gerekenin tam tersine..

    YanıtlaSil
  19. Bazen insan işine geldiği gibi anlıyor ne zman mı? Düşünmediğinde...Ve düşünmeye başladığında ise önce dış kapı sonra iç kapılar bir bir açılıyor :) en ikramlı haliyle

    YanıtlaSil
  20. Hareketi devam ettirdiğinde o olayın içinden geçip gidiyor insan. Hareketi durdurduğun da takılıp kalıyor o düğümün içinde problem bu defa kişiyi esir alıp hareketsiz bırakıyor. Hareketi devam ettiren lerden olmak dileğiyle..

    YanıtlaSil
  21. Sade bir hayat aslında tadına doyulmayan bir hayatmış🌻 emeğinize sağlık 🌼

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar