Kılcal Damarlar

        

Kılcal Damarlar

“Ne güzel bir manzarası varmış buranın, iyi ki buraya geldik.” diye içinden geçirdi Damla. Otelin kahvaltısını beklerken deniz manzarasına bakmaya doyamıyordu. Mavinin her tonunu görebiliyordu. Hafif rüzgar eserken masasının örtüsü uçmasın diye tutmaya çalışıyordu. Arkada çok hafif gelen bir müzik sesi… Tam o sırada hemen masanın yanına bir kumru kondu. Meğer kumru her sabah terasa gelip kahvaltısını yaparmış. Evet, sonunda kahvaltıları gelmişti… Buna kumru da çok sevinmişti. Ekmeğin içinden küçük küçük koparıp kumruya da kahvaltısını yaptırdı Damla.                                                                                    

                                                                            

 Her şey hayalinden bile daha güzeldi. Bütün yıl çalışıp çok yorulmuştu. Kafa dinlemeye çok ihtiyacı vardı. Eşi de doğum günü için ona bu tatili organize etmişti. Ama son dakika işiyle alakalı bir sorundan dolayı o gelememişti. Damla moralini hiç bozmadı çünkü tek olmayı da çok severdi…Manzaranın, sessizliğin, huzurun tadını çıkarırken yan masaya bir aile geldi. Tüm sessizlik bozuldu…

-“Ben sana demiştim Arzu! Unutma, erteleme, hemen hallet demiştim. Her seferinde en sona bırakıyorsun ve hep aynı problemi yaşıyoruz.”

-“Tamam Kaan, artık susabilir misin! Şuraya kafa dinlemeye geldik, sayende sabah sabah duymadığım laf kalmadı.”

-“Gerçekten benim yüzümden mi oldu her şey! Pes vallahi Arzu! Benim iştahım kaçtı. Sana afiyet olsun!”

Damla “Neden böyle bir olaya şahit oldum acaba?” diye düşündü.             

                                                                                     
                                                      

Hemen zihni geçmişine gitti. Aslında Damla ile yan masadaki Arzu birbirine çok benziyordu. Tek fark artık Damla çok değişmişti.

Bir türlü başlayamadığı için her işini erteliyordu. Ve bu çok farklı problemler doğuruyordu. İş yerinde oluşan sorunlar, evde ailesiyle uzayan tartışmalar, sosyal çevresine zaman ayıramaması... Ne zamanki bunun kendisi için tekrar eden ana problem olduğunu fark etti, işte o zaman her şey bambaşka oldu. Bu ana problem diğer damarlara giden ana damarın tıkanması gibiydi. Bu ana damarı hallettiğinde diğer damarlara giden kanın hızı da kalitesi de çok değişmişti. Bu yüzden Damla’nın hayatı artık ikiye ayrılmıştı. 

Çünkü ana damardan kılcal damarlara yayılan kanın kalitesinin azalması gibi hayatına yayılan küçük problemler de hayat kalitesini olumsuz etkiliyordu. Ana problemi çözdükten sonra değişen hayatı ise eski Damla’yı hiç özletmiyordu. Ana problemini çözdükten sonra çok istediği iş yerinde işe başladı.  Orada eşiyle tanıştı. Ailesiyle ilişki kalitesi de artmıştı.

 

 
Bu hayatta insan ana problemini çözdükten sonra bir üst lige atlar. Ve bu ligte karşılaştığı problemler, insanlar, ilişkiler çok daha başkadır. Çünkü her ligin getirdiği sorumluluklar, kazanımlar, kaybedişler de başkadır. İnsanın hayat kalitesini bu denli etkileyen bir meseleyi halletmesi de ancak küçük gördüğü meseleleri toparlamasıyla olur. Bu yüzden hayatımızda tekrar eden ancak basit olarak gördüğümüz şeyler bizim yükselmemizde, dünümüze göre daha iyi olmamızda bir engeldir. O yüzden ana damarı besleyen o kılcal damarları bulup düzelttiğimizde ana damardaki tıkanıklık da düzelmeye başlar. Tıpkı Damla’nın öyküsündeki ana problemi olan ertelemeye sebep olan davranışlar gibi.
  • Güne er başladığında 
  • Er başlamasına engel olan tüketimlerden uzaklaştığında
  • Onun hareket etmesini kısıtlayan düşüncelerden uzaklaştığında
 O kılcal damarlar da yavaş yavaş düzelmeye başlar…
 

                                                                                 ***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

 İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir""İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.

Aynadaki kişi!

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"

Yahya Hamurcu

***













 




 

























Yorumlar

  1. küçük problemleri görmezden gelmek maalesef hepimizin yaptığı bir hata, tekrar eden problemlerimizi fark edip çözebilme marifeti olur umarım hepimizde...

    YanıtlaSil
  2. İnsan hayatta herşeyi basite alıyor. kendisini küçük bir düzeltme isteği oluştuğunda bile bunu basite alıyoruz. Bir adım atmak herşeyi değiştirecek. O bir adımı bir türlü adım atamıyoruz. Üşengeçlik tembellik yapıyoruz. Yorulmadan sonuç almayı düşünüyoruz. Problem çözme marifetimiz olmadığı için. Bu zamana kadar hep birileri bizim yerimize çözdükleri için hep dış dünyadan beklenti içerisinde kalıyoruz.

    YanıtlaSil
  3. Ana damarı bulanlardan olmak ümidiyle:)

    YanıtlaSil
  4. Bana birilerini hatırlattı 😊

    YanıtlaSil
  5. Bir tıkanıklığı aç diğerleri ardı ardına açılır ..elinize sağlık

    YanıtlaSil
  6. Hareket etmeyi engelleyen düşüncelerden uzaklaşmayı başarmak çok şey kazandırıyor… ellerinize sağlık 😊

    YanıtlaSil
  7. Ne harika anlatmışsınız gerçekten.. Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  8. Ne kıymetli o ana damardaki problemleri çözmek..
    Kaleminize sağlık beni, bizi, hepimizi anlatan bir yazı olmuş💐

    YanıtlaSil
  9. Ana problem aslında fark edemediğimiz kadar basit ;) bulmak ve çözmek dileğiyle, kaleminize saglik

    YanıtlaSil
  10. Er başlamak, hayatı kendi kontrolümüze almayı sağlıyor.. çok şükür 🙏

    YanıtlaSil
  11. Anatomiden sosyal hayata geçiş ne güzel olmuş 🌸 gerçek tutarlıdır…

    YanıtlaSil
  12. Küçük problemlerle başlayıp büyük problemlerimizi çözebilmek dileği ile.. kaleminize sağlık.. :)

    YanıtlaSil
  13. Aaa er başlayamamak mı o da ne???:)))

    YanıtlaSil
  14. Ertelemek öyle büyük bir ana problem ki.. Neredeyse 8 milyar insanın büyük bir çoğunluğunda var.. Ne güzel özetlemişsiniz problemi ve çözümü.. Kaleminize sağlık :)

    YanıtlaSil
  15. Gülbin Avcı6 Kasım 2024 16:35

    Emeğinize sağlık🌸

    YanıtlaSil
  16. insan ise ana damara odaklanarak çözmeye çalışıyor. Bununla baş edemediğinde ise, pes ediyor yılıyor vee kendisinden başka herkesi suçlamaya meyilli oluyor. Mesele ana damara kan taşıyan kılcal damarları açarak oraya kan pompalayabilmek... Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  17. Er başlamak üretim ile başlamak her şeyin yönünü degistiriyor

    YanıtlaSil
  18. Neyi erteliyorsak tam zittindakini de önden yasamis ve bitirmiş oluyoruz... İnsanin erteleme problemini çözmesi demek hayatı çözmesi demek....Elinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  19. Insan küçük gördüğü, farkında olmadığı meselelerin bu kadar etkili olduğunu anladığında yolunu belirlemiş olur ve çözüme daha yakın demektir. Yeterli gereki bedelleri ödemeyi göze alsın

    YanıtlaSil
  20. Değişen karakterler, mekanlar ama benzer sıkıntılar... Tıkalı olan ana damarı bulup açabilmek dileğiyle ...

    YanıtlaSil
  21. Problemlerin kaynağına indiğinde ne çok yollarımız açılacak kim bilir

    YanıtlaSil
  22. Emeğinize sağlık:)
    Er başlamak ümidiyle…

    YanıtlaSil
  23. Çok güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar