Sadelik Yolculuğu: Bir Fincandan Hayata…
Sadelik Yolculuğu: Bir Fincandan Hayata…
Aiko , Tokyo'nun kalabalık ve kaotik dünyasında yaşayan bir kadındı. Kariyerinde başarılıydı. Çevresinde çok fazla insan vardı. Ancak içsel olarak tükenmiş hissediyordu. Onun yerine daha fazlasını istiyordu; daha büyük bir ev, daha şık kıyafetler, daha gösterişli bir yaşam. Ancak bu arayış onu daha çok tatminsizlikle yüz yüze getirdi. Sahip olduğu şeyler bir süre sonra ona yük olmaya başlıyordu. Tek parça beğenerek aldığı bir eteği kombinleyebileceği bir parçayı onca kıyafet arasında bulamıyordu. Aldığı dekorasyon eşyaları bir süre sonra evde adım atacağı yer bırakmamıştı adeta. Göz yormaktan başka bir işe yaramıyorlardı. Sanki aldığı her şeyin altında nefes alamıyormuş gibi hissediyordu.
Çevresinde olan ve her zaman görüşmek zorunda hissettiği bir sürü insan vardı. Ama çoğu ile geyik, dedikodu yapıyor, hayatında isteğine göre olmayan şeylerden dolayı şikayet ediyordu. Birkaç tanesi dışında yaşadığı problemlere çözüm sunacak olan yoktu. Kendisini onca insan kalabalığı arasında yalnız hissediyordu.
Birgün, Aiko alışveriş yapmak için gittiği bir antika dükkanında eski bir çay fincanı buldu. Fincan, pürüzlü dağılımlara sahipti ve bu dağılım şekliyle dikkat çekiciydi. Ancak fincana baktıkça, onun sadeliği ve kusurlarında derin bir güzellik buldu. Fincan sadeydi ama dikkat çekiciydi. Kusurluydu fakat estetik görünüyordu. Bu küçük nesneden ilham alarak Aiko işlerini sadeleştirme yolundaki ilk adımı attı. Fazla ve ihtiyacı olmayan ne varsa hayatından çıkarmaya karar verdi.
Aiko, evdeki gereksiz eşyaları atarak işe başladı. Kıyafetlerini azalttı, dekorasyonunu sadeleştirdi ve sadece gerçekten ihtiyaç duyulan şeylerin değişmesine karar verdi. Kendisine bir liste yaptı. Adına da sadeleşme listesi, dedi. Listeyi her zaman görebileceği bir yere, buzdolabının kapağına astı. Aklına gelen şeyleri zamanlı zamansız ekliyordu:
- 6 aydan fazladır giyilmeyen kıyafetler
- Çekmecelerde ihtiyaç fazlası tokalar, takılar, kremler, makyaj malzemeleri
- Duvarları kaplayan onlarca çerçeveli tablo, resim
- Mutfak dolaplarındaki fazla fincanlar, tabaklar, bardaklar, kavanozlar…
- Gittiği şehirlerden, ülkelerden aldığı magnetler, biblolar…
- Birgün dinlerim deyip aldığı taş plaklar, izlerim diye aldığı filmler…
Liste uzayıp gitti. Aiko ne kadar çok şeyi biriktirdiğini ve aslında çoğunu da uzun zamandan beri hiç kullanmadığını fark etti. O kalabalığın içinde hayran kalarak aldığı çoğu şeyi göremediğini anladı.
Her gün evindeki ve zihnindeki fazlalıklardan biraz daha kurtuluyordu. Böylece ruhunun hafiflediğini de hissediyordu. Sonunda Aiko sadeleşmenin özünü keşfetmişti:
Kusursuzlukta ve imkanları arttırmakta değildi. İhtiyacın kadarını almakta idi.
Sadeleşme yolculuğunu yalnızca fiziksel düzeyde hissetmiyordu artık. Sadeleşmek insanı zihinsel ve ruhsal düzeyde de rahatlatıyordu. Nihayetinde evdeki ve hayatındaki fazlalıklar azaldıkça sahip olduklarıyla daha çok temas ettiğini deneyimleyebildi. Arkadaş çevresi de sadeleşmeye başlamıştı. Geride kalan arkadaşlıkları dostluğa evrilmeye ve onlarla daha kaliteli sohbetler etmeye başlamıştı. Diğerleri ile daha uzak mesafeden bir iletişim kurmaya başlamıştı. Arkadaşlık ilişkilerinde sınırlarının netleşmesi ona güven ve huzur hissi de vermişti.
Aiko'nun öyküsü, sadeleşmenin bireyleri nasıl daha mutlu, huzurlu ve dengeli bir yaşam tarzına yönelttiğini ortaya koyuyor. Hayatı sadeleştirmek, manevi olarak daha güvenli ve dingin bir hale gelmemizi sağlar. Bu sadeleşme süreci, bireyin kendini keşfetmesine ve içsel huzurunu bulmasına olanak tanır.
Sadelik ve İçsel Huzur, sade bir yaşamın yalnızca maddi dünyamızda değil, zihinsel ve ruhsal dünyamızda da huzur getireceğini görebiliriz.
***
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.
Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.
***
"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.
Aynadaki kişi!
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"
Yahya Hamurcu
***
👏🏻👏🏻🌿
YanıtlaSilİnsan yeme miktarını arttığında, alışveriş miktarını arttırdığında mutlu olacağını zannediyor. Sadeleşmeye başladığında bunun böyle olmadığını anlıyor. Emeğinize sağlık 🍀
YanıtlaSilÇağımız bizi yığınların içinde olmaya iterken sadeleşmek için karar almak güzel bir mücadele
YanıtlaSilEmeğinize sağlık. Sade bir yaşamı hepimiz hak ediyoruz.
YanıtlaSilİnsan sadeliğin içinde tadın daha fazla olduğunu anlayabilse..
YanıtlaSilHerşey Herşeyle o kadar ilişkili ki...
YanıtlaSilİnsan bir güzellik yapınca hayatında nelerin nelere sebep olabileceğine şaşırıp kalıyor ✨️
Kaleminize bereket...
Yazının başlığı dikkatimi cekti.İcerikte başlığı gibi aslinda dikkat çekici. Biz yazıyı hemen okuyoruz geciyoruz ama o yazıdaki karakter aslında o sureci nasıl yaşıyor nasıl geciriyor dusunmek gerekiyor. Aslında o yükten kurtulmak icinde epey bedel ödeniyor . Yazanların emegine sağlık.
YanıtlaSilSadeleşebilmek dileği ile.. kaleminize sağlık..
YanıtlaSilHayatın her alanına yansıyan bir sadelik ne güzel...
YanıtlaSilOkurken dahi insan zihnini sadeleştiren rahatlatan çok keyifli temaslı bir yazı olmuş kaleminize düşüncenize sağlık 🌷
YanıtlaSilSadelik belkide dingin ve huzurlu bir ruha sahip olmanın ilk anahtarlarından biriydi. İnsan ne gariptir ki kendi kaosunun içindeyken tam tersine yönelmeye niyet ediyor, ihtiyaç duyuyor. Ve bu ihtiyaç son derece evrensel…
YanıtlaSilDaha fazlasına sahip olarak aslında elimizdekilerden verim alamaz hale geliyoruz. Daha fazla elde ettikçe daha mutlu olacağımızı sanarken aslında o kargaşanın içinde boğulmaya başlıyoruz… Aslında sadeleşmenin getirdiği o dinginlik ve iç huzur hiçbir eşyada alınabilecek bir şey değil. Kaleminize sağlık. Okumak bile ferahlattı 🍃
YanıtlaSilİnsan sadeleştikçe nasıl da rahatlıyor ☁️
YanıtlaSilHem fiziksel hem de ruhsal olarak sadelesmek...
YanıtlaSilNe kadar büyük bir ikram. Umarım hemen hayatımiza koyup uygulayabilenkerden oluruz 🤲Emeğinize sağlık 🌿
Sadeliğin getirisi götürüsünden her zaman daha fazla… sadeleştikçe huzurlu olmak….
YanıtlaSilKaleminize sağlık🌸
Bunu deneyimlemiş ve faydasını görmüş birisi olarak herkese hayatını sadeleştirmesini tavsiye ederim. Konu da çok güzel kaleme alınmış. Emeğinize sağlık...
YanıtlaSilİnsan azı küçümsemeyip, dönüşüm için minicik bir adım attığında neleri değiştirebileceğini gösteren çok güzel bir yazı. Emeğinize sağlık🌼🌼
YanıtlaSilNe kadar çok şey biriktiriyoruz aslında çok azıyla yaşıyoruz... yetinmek insana bir huzur veriyor adeta. Arınmak lazım gerçekten, kaleminize sağlık... :)
YanıtlaSilSadeleşmenin hayatımıza ne kadar kolaylık getirdiğini, yüklerimizi azalttığını bu yazıyla bir kez daha görmüş oldum. Yürüdüğümüz yolda bizi yavaşlatacak yüklerimizi bırakabilmek dileğiyle...
YanıtlaSilİnsan sadeleştirme kendini çok daha iyi hissediyor gerçekten...
YanıtlaSilKusursuzlukta ve imkanları arttırmakta değildi. İhtiyacın kadarını almakta idi...
YanıtlaSilEmeğinize sağlık. Sadece eşyada değil, bazen insan yaptığı işlerde de aşırılığa gidip, hayatı zorlaştırabilir. Sadeleşmek, bereketi artırabilir
YanıtlaSilMeğer insanın övündüğü şeyler onun hiç fark etmediği mutsuzluk sebebi olabiliyormuş…
YanıtlaSilSadelik ve içsel huzur… ne kadar da tutarlı… ilham veren bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık 🌿
YanıtlaSilÇok yakın zamanda fazla eşyalardan kurtulmanın verdiği huzuru hissettim üzerine bu yazı tam oldu, emeğinize kaleminize sağlık çok hayatın içinden gerçek bir yazı olmuş.
YanıtlaSilKaleminize sağlık 🌿
YanıtlaSilFayda vermeyen zarar verir:)
YanıtlaSilSadeleşmek insanın zihninin içinden başlayan bir temizlik yolculuğu… Kendi içindeki odaların, eşyaların, kıyafetlerin tozunu almak, fazlalıklardan hafiflemek gibi.
YanıtlaSilKaleminize sağlık hocam 🌸