MUTLU YOLCULUKLAR

MUTLU YOLCULUKLAR

“Mutlu turizmin sayın yolcuları… Otobüsünüzün hareket saati gelmiştir… Lütfen yerlerinizi alınız… Mutlu bir yolculuk geçirmeniz dileğiyle…”

“Mutlu turizm mi? Bu ismi çok aramış olmalılar…” demişti Elif ter içinde ilerlemeye çalışırken… Elinde bavulu, kalabalığı yara yara gitmeye çalışıyordu yıllardır yolunun düşmediği otogarda… Asker uğurlamaları, hüzün dolu vedalaşmalar, otobüslerin geniz yakan egzos kokusu, yapılan anonslar…

Uzun zaman olmuştu otobüs yolculuğu yapmayalı…Tek kişilik bir koltuk şeçmiş, hem yalnız kalmak hem  de biraz kafasını dinlemek istemişti Elif. Zaten anca sığıyordu o koltuğa da, bu ara iyice kilo almış ve bu durumdan çok rahatsızdı… Bir an önce otobüsün kalkmasını, bu yolculuğun başlamasını ve bir an önce bitmesini istiyordu…

Koltuğuna geçtiğinde gözü otobüsün yanında vedalaşan bir aileye takıldı… Eylül ayıydı ve muhtemelen okul için yolcu ediyorlardı evlatlarını… Uzun uzun sarılıyorlar, birbirlerine derin derin bakıyorlardı. Aklına kendi geçmişi geldi… Çok uzun zaman geçmemişti o yılların üzerinden… Spor ayakkabıları, eşofmanı ve sırt çantasıyla uğurlandığı dün gibiydi… Şaka maka 15 yıl olmuştu mezun olalı… Koskoca 15 yıl… İyi bir işi, herkesin imrenerek baktığı bir kariyeri olsa da kendini bir türlü başarılı hissedemiyordu Elif… Çünkü bir türlü fazla kilolarından kurtulamıyordu…

Tam bunları düşünürken muavinin “Mersin yolcusu kalmasın…” diye bağırmasıyla irkildi… Kaç saat olduğunu düşünmek bile istemediği yolculuk başlamıştı… “Nasıl bitecek, nasıl geçecek?” diyordu…

Yolda sıkılmamak için her türlü oyalayıcıyı sırt çantasına atmıştı…

  • Kulaklık…
  • Powerbank…
  • Laptop…
  • İçecek…
  • Sakız…
  • Atıştırmalıklar…

Daha şehri çıkmadan elini çantasına attı… Kulağına kulaklığını takıp, hemen bir şeyler yemeye başladı. Bir yandan yiyor ama bir yandan da içi rahat etmiyordu. “İnsan nasıl hem bu kadar kilolu olup, hem de bu kadar ağız tadıyla yemek yememiş olabilirdi ki…?” Her yemeği utana sıkıla yiyordu. Kimse ona niye yiyorsun demese de o böyle hissediyordu. Yememesi gerektiğini biliyor ama ne yapsa kendisine söz geçiremiyordu… Morali bozulunca, canı sıkılınca, keyif yaparken…  Bir bahane mutlaka buluyordu…

Kilosu artık o kadar şeye engel oluyordu ki…

  • İstediği gibi giyinemiyor…
  • Hızlıca yerinden kalkamıyor…
  • Ayakkabılarını bağlayamıyor…
  • Çok terlediği için sevdiklerine sarılamıyordu…

Defalarca kez diyet yapmış ama hiç sonunu bulamamıştı… Bir hevesle başlıyor ama kısa bir sürede bırakıyordu. Çünkü yol uzundu… Aynı yolculuğun birden bitmesini istediği gibi kiloların da birden gitmesini istiyordu. Ama gitmiyordu ve git gide dayanma süresi kısalıyordu Elif’in. Eskiden altı ay diyet yaptığı ve bayaca zayıfladığı zamanlar olurdu. Ama şu an git gide diyete tahammül süresi kısalmış ve vermesi gereken kilolar artmıştı. Diyet yapsa da çok gergin, çok mutsuz oluyor kısa bir süre sonra kendisini çikolata, cips yerken buluyordu… Elif artık ümidini kaybetmek üzereydi, gerçekten ne yapsa olmuyordu…

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; 

İnsan sonuca odaklandıkça sebeplerden aldığı keyif azalır.

  • Soru çözmekten keyif almayana sınav senesi…
  • Yürüyüş yapmaktan keyif anlayana zayıflama süreci...
  • Düğün hazırlıklarının keyif almayana düğün öncesi…
  • Müşteriyle ilgilenmekten keyif almayana ticaret…
  • İş görüşmesinden keyif almayana iş başvurusu…
  • Yoldan keyif almayana yolculuk…
  • Eziyet gibi gelir ve insan bu eziyete bit süre dayanabilir…

Sınav, ticaret, evlilik, iş görüşmesi… Bunların tamamı bir yolculuktur ve bu yolculukta hedefe varmak için atılması gereken adımlar, ödenmesi gereken bedeller, oluşturulması gereken sebepler vardır. Bir an önce o sonuca ulaşmak isteyen kişiler yolda gergin, mutsuz ve sabırsız olur.  Yolculuktan keyif alanlar yolculukta da vardığı yerde de mutlu olur. O nedenle insanın sonuçla ilgilenmeyip sebeplerine konsantre olması, sebeplerinden keyif alması gerekir… İçinde bulunduğumuz hayat yolculuğunun kalitesi de tam da bununla ilgilidir.

Mutlu bir yolculuk geçirmeniz ve ilelebet mutlu olmanız dileğiyle…

                                                                                 ***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

 İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir""İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.

Aynadaki kişi!

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"

Yahya Hamurcu

***



 

Yorumlar

  1. Gerçekten de sebebe odaklanlamadığım her yerde hüsrana uğradım … insanın hemen vazgeçmesi gereken bir özelliği

    YanıtlaSil
  2. Ellerinize sağlık, yine kendimizi okuduğumuz bir yazı olmuş:)

    YanıtlaSil
  3. Gerçekten insanın hayat yolculuğundaki mutluluğu için ihtiyaç duyduğu bilgiler deneyimsel öğretide, iyi ki karşılaşmak nasip oldu iyi ki...

    YanıtlaSil
  4. Hayat bir yolculuk ve sebeplerden keyif aldıkça hayattan keyif almaya başlıyor insan…

    YanıtlaSil
  5. sebeplerden keyif almayı deneyelim mi hep beraber:) ne güzel bir konuya değinilmiş, kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  6. Kaliteli ve mutlu bir hayat yaşamak istiyorsanız sebeplerden keyif almaya çalışın.. çok önemli bir konuya değinilmiş bu yazıda .. kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar