Sizi Bana Sayıyla Mı Verdiler?
Sizi Bana Sayıyla Mı Verdiler?
“Bir elmanın yarısı, biri sensin biri
beeeen… İki ceylan yavrusu, biri sensin biri ben…”
Ali yine her zamanki gibi bir şarkı
mırıldanarak eve girmişti.
“Canııım, nerdesiiin? Ben geldim
sevgiliiim.”
Ayşe yoğun bir iş gününün arkasından
eve Ali’den erken gelmiş ve sabah Ali’nin tornavida ararken dağıttığı balkonu
düzeltiyordu. Sıcak bir yandan, dağınıklık bir yandan, yorgunluk bir yandan…
Canı burnundaydı…
“Nerede olacağım Ali, arka balkonda
dağıttığın yerleri topluyorum. Evin her santimetresinde izlerin var bir kere de
aldığın şeyi tekrar eski yerine koy…Evlenmeden önce abim, evlendim sen… Ben
sürekli böyle birilerinin arkasını mı toplayacağım… Sizi bana sayıyla mı
verdiler?”
Ayşe ile Ali evleneli iki yıl
olmuştu… Çalıştıkları iş yerlerinde tanışmışlardı. Ayşe işe tam zamanında gelir
hatta imkân bulduğunda daha da erken giderek bir önceki günden kalan işlerini
toparlardı... İş yerine gelenler, “Dün eve hiç gitmedin herhalde..” diyerek
uğraşırlardı Ayşe ile. Ayşe iş yerinde disipline çok önem verir, bütün kurallara
uyardı ve uyulmasını beklerdi. Evraklarını eksiksiz bir şekilde zamanında
teslim ederdi. Masası hiçbir zaman dağınık olmaz, kalemler kalemlikte ve
renkliler ayrı bir yerde olurdu. Masanın üzerinde büyük annesinden kalma eski
küçük bir tablosu vardı. Antika eşyaları
çok sever, değer verirdi. Arkadaşları hediye alsa hediye paketini bile anısı
var diye saklardı.
Ali de Ayşe ile aynı iş yerinde aynı
departmanda çalışıyordu… Ali birçok konuda Ayşe’nin tam zıddıydı. Ali’nin
sıklıkla işe geç kalmaları olur, apar topar işe koyulurdu. Ali, Ayşe'ye göre
daha dağınıktı. Masasındaki dağınıklıkta başkası bir şey arasa bulamazdı ama
kendi aradığında dosyaları eliyle koymuş gibi bulurdu. Ali’ye göre kendi
dağınıklığı içerisinde bir düzeni vardı. Mola saatleri dışında da kendine mola
verir biraz dolaşır gelirdi ama geç saate kadar ofiste kalıp çalıştığı da çok
olurdu. Yine bir mola vakti Ali, kendine çay alırken bir de Ayşe'ye çay almış
masasına koymuş, “Sen şimdi çay içmek için molanı beklersin ama iç de için ısınsın.”
diye de not yazmıştı... Bir gün çay, bir gün kahve, bir gün dosya bahane ederek
Ayşe’ye laf atıyor, bir yandan gülümsetiyor bir yandan da kendisine
alıştırıyordu Ayşe’yi… Ayşe başlarda anlayamasa da içten içe Ali'nin enerjisi
hoşuna gitmeye başlamıştı. Yavaş yavaş ilişkileri ilerlemiş ve kısa bir süre
içerisinde de evlenmişlerdi…
Bu kadar zıt özelliklere sahip iki
insanın evlenmesi iş arkadaşları arasında herkesi çok şaşırtmıştı. Ali ne kadar
rahatlığıyla tanınıyorsa, Ayşe de o kadar kuralcılığıyla tanınırdı çünkü… Tabii
ki Ayşe’nin iş hayatındaki disiplini evde de devam ediyordu. Planlı tatiller,
önceden haber verilen randevu sistemli misafirlikler, detayda temizlikler,
kitap gibi bir kıyafet dolabı…
Ali’de de durum farklı değildi, işte
olduğu gibi evde de sürprizlerin adamıydı. “Hafta sonuna yer ayırttım bavulları
hazırla gidiyoruz.” diye eve gelebilirdi. Alınacaklar listesinde olanları
unutup, olmayanları alıp gelebilirdi… Tabi ki bu durum tartışmalara sebep
olabiliyordu…
“Bıktım senin bu düzen takıntından…”
“Bu rahatlığını anlayamıyorum…”
“Bir şeyi de unutma ya, sen beni
önemsemiyor musun?”
“Geçmişi bırakamadığın sürece biz çok kavga ederiz…”
Şu an şikâyet ettikleri konular evlenmeden önce birbirlerinde hoşlandıkları, hatta etkilendikleri şeylerdi aslında...
- Ali’nin esnekliği Ayşe’ye iyi geliyordu aslında…
- Ali iş yerindeki aksaklıklarının çoğunu düzensizliğinden yaşadığını anlamış ve Ayşe’den bunu öğrenmeyi çok istemişti…
- Gün içerisinde unuttuğu şeyleri Ayşe ona hatırlattıkça, “İyi ki varsın, sen olmasan ben bunları asla hatırlayamazdım.” diyordu Ali… Ama şimdi unutmaması tartışma sebepleri olabiliyordu…
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki;
İnsanların doğuştan getirdiği farklı özellikleri ve davranış meyilleri vardır. Bu da bizim güçlü ve zayıf yanlarımızın farklı olmasına sebep olur.
- Kimileri bir türlü düzenli olamazken, düzen bir başkası için o kadar zor değildir...
- Kimi çözüm üretmeden çok esnekken, bazıları için esnemek çok zor olabilir…
- Kimileri hayatın keyifli kısımlarına odaklanıp, faydalı kısımları gözden kaçırabilirken; kimisi fayda peşinde koşmaktan hayatın keyfinden mahrum kalabilir…
- Kimileri rahatlıkla “Hayır” diyebilirken, kimisi için “Hayır” demek ölüm gibidir…
Ve bu gibi doğuştan getirdiğimiz
özellikler bir yerlerde çok işimize yararken bazı yerlerde hayatımızı
zorlaştırabilir. Bu farklılığı ve bu farklılıktan kaynaklı avantaj ve
dezavantajlarımızı anlamayınca ister istemez bize benzemeyen insanlarla
ilişkilerde zorlanırız. Ve ilişkiyi yönetemedikçe de kendimizi şanssız görür,
işler ters gidiyor diye düşünürüz. Kaçmak veya yok saymak gelir aklımıza… Oysa
tam da şifamızdır bazen uzaklaşmayı düşündüğümüz insan…
Kardeşimizle zorlandığımız konular,
eşimizle, yöneticimizle yeniden karşımıza gelir… İş arkadaşımızla aşamadığımız
problemi çocuğumuzla yeniden yaşarız… Böyle olunca da insanın, “Sizi bana
sayıyla mı verdiler?” diyesi gelir… Ve insanın bu döngüden karşısındakinin ve
kendisinin doğuştan getirdiği özellikleri bilmeden, vermesi gereken tepkileri
vermeden çıkabilmesi mümkün değildir.
Farklılıkları kabul ettikçe, o
farklılıkları yönetmeye de başlarız. Bu da kişinin ilişkilerini kaliteli hale
getirir. Kaliteli ilişkiler de kaliteli bir hayatın habercisidir…
Kaliteli ilişkiler kurabilmek ümidiyle…
***
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.
Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.
***
"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.
Aynadaki kişi!
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"
Yahya Hamurcu
***
Kaleminize sağlık çok faydalı bir makale olmuş 🌿
YanıtlaSilElinize emeğinize sağlık 🌸
Hep beni mi bulur dediğimiz şeylerin aslında bizim şifamız olması... Bunu anladığında neler neler başarır insan bir bilse... Emeğinize sağlık, faydalı bir yazı 🌼
YanıtlaSilElinize sağlık
YanıtlaSilÇok keyifli bir yazı kaleminize sağlık. Okurken o kadar çok şahit olduğumuz öyküler geliyor ki gözümüzün önüne ☺️
YanıtlaSilDediğiniz gibi kaliteli ilişkiler kurabilmek herkese nasip olması ümidiyle 🌺
İnsan sebebini bilmeyince nasıl da şifasını zehir zannediyor. Çok hayatımızın içinden bit yazı olmuş... ellerinize sağlık...
YanıtlaSilKim kimdir eğitimleri bu sorunların bir çoğunu ortadan kaldırdı gerçekten:)
YanıtlaSilÖzellikle aşırı konularda hayatın dengeye getirme sınavları :) çok güzel bir yazı
YanıtlaSilHem benden farklı hem de dibimde... Ne kadar geliştirici...
YanıtlaSilİnsan karşısındakini suçlamaya odaklanırken kendi gelişimini engelliyor aslında, güzel bir yazı olmuş ;)
YanıtlaSilHer aşırılıkta bir törpü…
YanıtlaSilAynı tartışmaları yaşayan ne çok insan var çevremizde:) Oysa çözüm gözümüzün önünde:)
YanıtlaSilFarklılıklarımız insanı zenginleştiriyor, çok şey öğrenebileceğimiz bir yazı olmuş . Ellerinize sağlık.
YanıtlaSilFarklılıkların farkına vardıran ne güzel bir yazı olmuş :) elinize sağlık :)
YanıtlaSilKaliteli ilişkiler için önce farklılıkları kabul etmeliyiz...
YanıtlaSilÇok iyi geldi... Hem faydalı hem de keyifli bir yazı olmuş, kaleminize sağlık... :)
YanıtlaSilFarklılıkların avantajını göremeyince, hep problem kaynağı zannediyoruz. Ne güzel anlamışsınız, kaleminize sağlık...
YanıtlaSilEmeğinize kaleminize sağlık, insan farklılıkların sebebini bilince rahatlıyor gerçekten 🌸
YanıtlaSil