İpek Elbise

İpek Elbise

Evinin en sevdiği köşesinde çayını yudumlarken bir yandan da sosyal medyadaki durumları takip ediyordu. “Vay be bu bayram herkes bir yerlere gitmiş de sanki bir tek ben evde kalmışım gibi” diye düşündü. Oğlunu uyutmuş, ev işlerini halletmiş kendine vakit ayırıyor olmanın keyfini çıkarıyordu. Daha doğrusu çıkarmaya çalışıyordu. Bu akşam da eşi evde olmadığı için yalnızdı. Tek başına vakit geçirmeyi, bekarken çok severdi. Tek başına yürüyüşlere çıkar, alışveriş yapar, bir restoranda yemek yer hatta tek başına tatile bile giderdi. O zaman bu ona keyif verse de evlendikten sonra eskisi kadar keyif vermiyordu. Hatta tek başına geçirdiği vakitler onu üzmeye başlamıştı.

Koray yoğun bir hastanenin tek genel cerrahıydı. Dolayısıyla neredeyse haftanın her günü çalışıyordu. İş yerinden pek fazla izin alamıyordu. Çalışmadığı günlerde ise çok yorulduğu için genelde uyuyarak vakit geçiriyordu. Özellikle bayram dönemleri acil durumlar, ameliyatlar daha da yoğunlaşırdı. Canan en son ne zaman bayramda anne babasıyla vakit geçirdiğini hatırlamıyordu bile. Canan için bayram, düğün, doğum, cenaze, hastalık gibi zamanlarda sevdiklerinin yanında olmak çok önemliydi. Akraba ziyaretlerini, eski arkadaşlarıyla buluşup vakit geçirmeyi çok severdi. Şimdiyse hepsinden çok uzak bir memleketteydi. Yanlarında olmak istese de Koray’ın iş hayatı buna pek müsaade etmiyordu. Zaman zaman yalnız başına memleketine gitse de içi rahat etmiyordu. Bazen Koray’ın yurtdışı kongreleri olurdu. O dönemler daha da bir zor gelirdi… Hatta Canan’ın doğumu da bu kongrelerden birine denk gelmişti. Oysaki o zor anında eşi Koray’ın yanında olmasını çok istiyordu. Ne yazık ki Koray doğuma yetişememişti. Canan sancılarını tek başına yaşamış, bebeğini tek başına kucağına almıştı. Hatta hastaneden çıkışında bile Koray, uçak bileti bulamadığı için yanında olamamıştı. Hormonlarının da etkisiyle çok duygulanmış, yan odada doğum yapan kadının eşinin çaresizce bekleyişini görünce gözleri dolmuştu.  “Ama ben hiç böyle hayal etmemiştim” diye geçirmişti içinden…

Tüm bunları düşünürken çayının soğuduğunu fark etti. Kendine yeni bir çay koymak için yerinden kalktı. Gözü koridordaki kolilere ilişti. Tüm bunların yanında bir de tayin gündemleri oluyordu. “Ne zaman bitecek bu taşınma işi ya!” diye söylendi.

Canan’a bu hayatta en zor gelen şeylerden biri de taşınmaktı. Koray’ın yine tayini çıkmıştı. Evlendiklerinden beri 3. kez şehir değiştiriyorlardı. Anlaşılan daha da değiştireceklerdi. Taşınmanın fiziksel yorgunluğundan ziyade Canan için zor olan şey, şehir değişikliğiydi. İki yılda bir yeni bir şehre gidip oraya yerleşmek, orada yeni insanlar tanıyıp yeni ilişkiler kurmak onun için çok zordu. Yaşadığı şehre dahaca alışamadan yeni tayinin haberi geliyordu.  Her gittiği yerde yeniden bir düzen kurmak, istediği şekilde bir ev bulmak, çocuğun okulunu ayarlamak ona epey zor geliyordu. Kendi çalıştığı yer de değişiyordu haliyle... Tam iş yerinde belli bir seviyeye gelip ustalığının tadını çıkaracakken hooop Koray’ın tayini çıkıyordu. İnsanlar genelde Canan’a, “Ne güzel işte sürekli yeni yerler görüyorsun.” derdi. Oysa Koray iş yerinin yoğunluğundan Canan’ı gezdirmeye vakit bile bulamıyordu. Zaten Koray gezmeyi de pek sevmezdi. O, bu hayatta en çok işinden keyif alırdı. Muhabbet ederken bile insanlarla iş konuşur, eve geldiğinde dahi iş yerinin telefonu susmazdı.

Bu sebeple Canan hayatının evlilik ile ilgili kısmından tek başına keyif almayı öğrenmeye çalışıyordu. Tıpkı bekarlığındaki gibi…

Aklından geçenlere bir anlık ara verdi ve “Sen seçtin kızım bu hayatı…” dedi. Annesi hep söylerdi ama bir de kendisinden duymak epey canını yakmıştı. Canan, Koray ile evlenmeyi seçerken daha çok onunla evlenmenin avantajlı taraflarına odaklanmıştı. Koray’ın saygı duyulan bir mesleği, düzgün bir ailesi, sorumluluk sahibi bir yapısı vardı. Aile kurmak istiyordu ve Koray, tıpkı Canan’ın babası gibi çalışkan bir adamdı. Evini geçindirmeye çalışan, evinde ailesinin yanında dinlenmeyi seven bir yapısı vardı. Yumuşak huyluydu öyle her şeye çabuk sinirlenmezdi. Gerektiği yerde konuşurdu, her lafa atlamazdı. Tebessümlü, canlı ve diriydi. Bunlar tam da Canan’ın bir eşte aradığı özelliklerdi. Tabi kabul etmekte zorlanacağı özellikleri de vardı. Ne derdi eskiler? “Her güzelin bir bozarı olur.” Koray’ın da vardı… Oysa Canan bunları pek düşünmemişti. Sevdiği şeylerin sevmeyeceği kısımlarını hesap etmemişti.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; 

Her seçim bir vazgeçiştir. Yaptığımız tüm seçimlerin içinde hoşlandığımız kısımlar olduğu gibi hoşlanmayacağımız kısımlar da olmak zorundadır. Ve aslında insan bir seçim yaparken, bir paket satın alır.

Bir elbise alırken bile böyledir aslında. Oradaki seçimin getirdiği bazı bedeller vardır. Mesela ipek bir elbisenin hem görüntüsü hem de dokusu insana hoş gelir. Ama fiyat olarak pahalıdır. O elbiseyi almaya imkan olsa bile... Giyerken sorumluluğu çoktur.

  • Çabuk kırışır, ütülerken dikkat etmek gerekir.
  • Hassas bir kumaştır makinede yıkamak yapısını bozar. Her seferinde kuru temizleme ya da elde yıkama gerektirir.
  • Lekeyi emme özelliği yüksektir bir şey döküldüğünde hemen müdahale gerekir.
  • Yapısının hassaslığı gereği leke çıkarıcı gibi deterjanlar zarar verir özel muamele gerektirir.
  • İnce bir kumaş olduğu için astarla giymek gerekir.

“Ohooo bir elbise aldık başımıza iş aldık!” diyesi geliyor insanın değil mi? Elbise alırken bile avantajıyla ve dezavantajıyla birlikte bir paket satın alırız. Ve bu durum tüm seçimlerimizde böyledir.

  • Bir eş seçerken…
  • İş yerine eleman seçerken…
  • Ev kiralarken…
  • Çocuğuna bakıcı ararken…
  • Araba alırken…

İnsanların büyük çoğunluğu seçimlerinin avantajlı ve hoşlandığı taraflarıyla ilgilenirler… Genç bir kıza evlilikle ilgili kriterlerini sorduğunuzda; genellikle olmasını istediği şeyleri sıralar. Oysa o özellikleri taşıyan kişinin bir de kabul etmekte zorlanacağı tarafları vardır. Hele ki bu kabul edemeyeceğimiz taraflar bizim hayatımızın olmazsa olmazlarıysa seçerken bir kez daha düşünmemiz gerekir.

  • Evleneceğim adamın iyi bir işi olabilir ama bu iş sebebiyle evde geçirdiği vakit kısıtlı olabilir…
  • İşe alacağım eleman güler yüzlü, hareketli olabilir ama dakik olmakta zorlanabilir…
  • Kiralayacağım ev, bakımlı ve uygun fiyatlı olabilir ama bulunduğu mahallede güvenlik zafiyeti olabilir…
  • Çocuğumun bakıcısı disiplinli olabilir ama çalışma saatlerinde esneklik kabul etmeyebilir…
  • Binmek istediğim araba çok havalı olabilir ama arıza yapan parçasını bulunduğum şehirde bulmak zor olabilir…

Mesele şu; senin bir seçimde kabul etmekte zorlanacağın yerler nereler? Vitrindeki o ipek elbise çok güzel ama…

  • Kuru temizlemeye verecek bütçem yoksa…
  • Elde çamaşır yıkamak hiiiç bana göre değilse…
  • Bir elbiseye o kadar para verdiğim için her giydiğim gün üzerine bir şey dökülecek endişesi yaşıyorsam…

İpek elbiseyi almanın gerekçesi olarak; sadece çok güzel olması yeterli değil demektir…

İnsan tüm paketlerdeki en nefsine hoş gelen durumlardan bir paket oluşturmak istese de bu mümkün değildir. Sevdiğimiz kişiler ve durumlar, sevmediğimiz kısımlarıyla bir pakettir. Bu yüzden her seçimimiz bazı bedeller içerir. Dolayısıyla karar verirken veya elimizdekileri değerlendirirken buna göre değerlendirmemiz gerekir…

***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

 İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir""İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.

Aynadaki kişi!

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"

Yahya Hamurcu

***




Yorumlar

  1. Gerçekten seçim yaparken enn dikkat edilmesi gereken konulardan biri 👍🏼

    YanıtlaSil
  2. İnsan seçim yaparken hep isteklerine odaklanıyor, bilinclendirici bir yazı olmuş, kaleminize saglik;)

    YanıtlaSil
  3. Her seçim artı ve eksisiyle bir seçim... Güzel bir yazı olmuş elinize sağlık...

    YanıtlaSil
  4. Hiç düşünmemişiz bu kısmı

    YanıtlaSil
  5. Kendi hayatımı okudum... ellerinize sağlık, eğitimden çok şey kattım kendime

    YanıtlaSil
  6. İnsanın istedikleri şeylerin istemeyecekleri tarafları olacağını anlatan çok etkileyici bir yazı olmuş ellerinize sağlık...🌿

    YanıtlaSil
  7. İnşALLAH doğru seçimler yapabiliriz
    Seçtiğimiz şeylerin bedellerini göze alabiliriz🌸

    YanıtlaSil
  8. Keşke zamanında sadece nefsimize hoş gelen taraflara bakmasaydık …

    YanıtlaSil
  9. Her şeçimimizin bir bedeli vardır. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  10. Evlilik sürecinde yaşadıklarım aklıma geldi ve eğitim notlarım beni o kadar aydınlattı ki...iyi ki DTÖ

    YanıtlaSil
  11. ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  12. Keşke önceden bilseydim…

    YanıtlaSil
  13. Seçimlerin bedellerini düşünenlerden oluruz umarım :))

    YanıtlaSil
  14. Her şey bedel ile ilgili. Her seçim bir vazgeçişse , doğru seçim yapmak çok önemli. Pişmanlıklar insanı mutsuz eder. Neyi neden yaptığını bilmeli öğrenmeli insan. Düşündürücü bir yazı .
    Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  15. Peki doğru seçim nasıl yapılır

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar