Beni Yeniden Sev

Beni Yeniden Sev

Eliyle yüzünü silerken kırmızı ruju yanaklarına kadar dağıldı. Gözyaşlarıyla beraber siyah göz kaleminin de damla damla kaldırama damladığını gördü... Avuçlarını acıtan küçük taşları hissetti.  Hıçkırıklarının arasından sesini duyurmaya çalıştı:

Beni bırakma, sensiz yapamam..’’

Kaldırımın önündeki esnaftı, Azra’yı düştüğü yerden kaldıran. Erkek arkadaşının hakaret edip, itip, düşürdüğü yerden… Fark etmemişti bile; ne esnafı, ne sokakta kendisine bakan diğer gözleri… Umrunda da değildi… Enes’in kendisinden ayrılmasından daha büyük bir acı var mıydı?

Azra, bugün, Enes'i yeniden konuşmaya ikna edebilmek için çok uğraşmıştı. Onun dikkatini yeniden çekebilmek için sabahın erken saatlerinde hazırlanmaya başlamıştı. Saçları, makyajı, Enes etkilensin diye aldığı pahalı parfümü, üzerinde onun bir zamanlar çok etkilendiği elbisesi… Yeter ki Enes, gözlerine eskisi gibi sevgi dolu, ilgi dolu baksın, onu yeniden sevsindi…

Olmadı...

“Seni seviyorum...”la başlayan bir ilişki daha “Niye anlamıyorsun? Sevmiyorum...”la bitmişti.

Peki neden böyle olmuştu...? Azra kabul edemiyordu...

İnsan, yanılır…

Azra... Ne kadar da güzeldi. Uzun boylu, beyaz tenli, ela gözleriyle güzellik yarışmasındaki kadınlara taş çıkarırdı.  Adım attığı yerde dikkati hemen üzerine çekerdi.  Bir turizm acentasında seyahat danışanıydı.

Enes, aşçılık mezunuydu. Avrupa turu planıyla acentaya geldiği gün tanışmışlardı. Enesin Azraya hayran bakışları, çalışma arkadaşları arasında alay konusu olmuştu. Başlangıçta Azra, her tur bir bahaneyle arayan Enes’e kısa cevaplar veriyor, pek yüz vermiyordu.

O ısrarlı aramaların sonunda Azra ikna olmuştu Enesin yemek teklifine… Başlarda çok etkilenmese de, yavaş yavaş düşünceleri değişmiş Enes’in bir ilişki için fena olmadığını düşünmeye başlamıştı. Artık  iş arkadaşlarına Enes’in kendisi için yaptığı yemekleri, hediyelerini, ne kadar düşünceli olduğunu anlatıyordu.

Başlangıçta böyle değildi...

Her şey ne kadar güzeldi. Birlikte turlara çıkıyor, geziyor, eğleniyor, birbirlerini dinliyorlardı. Yan yana olmadıklarında ikisi de birbirini özlüyordu. Uzun uzun mesajlaşıyor, ses kaydı atıyor, fotoğraf yolluyorlardı. İlişkisi çok güzel gidiyor ama işlerinde pek tadı yoktu Azra’nın. Kısa aralıklarla işten çıkarmalar oluyor, gün genellikle gergin toplantılarla bitiyordu. Neredeyse hayatında en çok keyif aldığı şey ilişkisi olmuştu. Bu da Enes’i daha çok aramak ve görüşmek istemesine sebep oluyordu.

Acentede işlerin kötüye gittiği o kış, sonunda insan kaynakları Azra'yı da çağırmış ve işten çıkarıldığını söylemişti. Yıllarca emek verdiği bir firma olduğu için başta ne yapacağını bilemeyip üzülse de, hızlıca kendini teselli etti. Fena da olmamıştı aslında, muhtemelen bu yaz evlenirlerdi ve yaza kadar düğün hazırlıkları anca biterdi. O da rahat rahat o işlerle uğraşırdı... Haberi vermek için Enes’i aradığında bomba gibi bir haber de ondan gelmişti.

“Restoran açıyorum...”

Enes  artık yoğun bir şekilde işine gidiyor, eve çoğu zaman gece yarısı dönüyordu. Her işi takip ediyor, her yemeği tadıyor, her malzemeyi kontrol ediyor ve neredeyse her müşteriyle bire bir ilgileniyordu. Bir de cebinde sürekli çalan iş telefonu vardı tabi.

“Alo Azra, şu an çok yoğunum hayatım, çıkınca arayacağım.”

“Azracım çok  önemli değilse sonra konuşalım mı?”

“Acil mi? Sonra arasam olur mu?”

Ya da Azra ne zaman arasa meşgul olan bir telefon!

  •          Cevapsız kalan çağrılar...
  •          Çıkınca ararım deyip unutmalar...
  •          Sonraya ertelenen buluşmalar...
  •          İletilen ama gün boyu okunmayan mesajlar...

Böyle değildi, şimdi ne olmuştu?

Kim gördüğü ilginin altında ilgiyi kabul ederdi? 

Enes çalışıyor, Azra ise sürekli Enes’i düşünüyordu. Bir bahane bulup mesaj atıyor, telefonun başında cevabını bekliyordu. 

“Bu hafta sonu Güneydoğu turuna gidelim diyorum,  nasıl vaktin yok? Enes farkında mısın bana hiç zaman ayırmıyorsun, eskisi gibi ilgilenmiyorsun!’’

Enes başlarda gönlünü almaya çalışsa da tartışmaların büyümesine engel olamıyordu. Azranın  küsüp barışmaları... Ayrılıkla tehdit edip hemen ardından özür dilemesi..

Azra’dan soğumuştu artık. Direk görüşmek istemediğini söylese de, Azra laftan anlamıyordu... Enes yoksa, hayat çok anlamsızdı. Hayatın tadı, Enesleydi. Nasıl yapacaktı onsuz?

Nasıl olmuştu, Azra gibi herkesin peşinden koştuğu bir kız,  ayrılmak istenilen hale gelmişti?

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; 

İlişkide yoğun olan ilgiyi üzerine toplar.

Taraflardan biri yoğunken diğerinin tek gündeminin ilişki olması onu itici yapar ve ilişkinin dengesi bozulmaya başlar... Kişiler ilişkilerin yasalarını bilmiyorsa, ilişkinin bu noktaya gelmesine sebep olan hataları yapmaya devam ederek ilişkiyi daha da büyük bir çıkmaza sokar...

Bu nedenle kaliteli, lezzetli ve uzun ömürlü ilişkiler yaşamak için İlişkilerin Yasasını bilmek, buna göre hareket etmek gerekir...

Yasaların ölçüsünü öğrenip, ölçülü ilişkiler yaşayabilmeniz dileğiyle...

 ***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

 İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir""İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.

Aynadaki kişi!

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"

Yahya Hamurcu

***




Yorumlar

  1. “Seni seviyorum...”la başlayan bir ilişki daha “Niye anlamıyorsun? Sevmiyorum...”la bitmişti.

    Ne kadar güzel, samimi ve gerçeği anlatan bir yazı..
    Ellerinize, Emeğinize sağlık 🍀🍀🍀

    YanıtlaSil
  2. İnsan ilişkinin kuralını bilmediginde, düzeltmek çabasıyla kopma noktasina getirdiğini fark ediyor, ilişkinin gercegini anlamaya çok ihtiyacımız var;)

    YanıtlaSil
  3. Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  4. İnsan ilişkilerinde hatalar yapıyor. Benim yapıp ettiklerimle karşı taraf ilgili ya da ilgisiz oluyor. Bunu bilmek, bu stratejileri bilmek ne kadar kıymetli.. İlişkilerde Ustalık eğitimi için tüm hocalarıma teşekkür ediyorum..herkesin fayda göreceği bir eğitim gerçekten..

    YanıtlaSil
  5. Her şeyin bir ölçüsü kıvamı var. O ölçü kıvam kaçınca ilişkilerin de tadı tuzu kalmıyor. Dönemimizin problemi. Çocuk, eş, iş ve diğer ilişkilerde dengede olabilmek dileğiyle... Emeginize sağlık🪷

    YanıtlaSil
  6. Hep daha fazlasını yaparak ilişkiyi düzeltmeye çalışmak... ben elimden geleni yaptıma dönüşüyor. Oysaki işler böyle dönmüyor..
    Kaleminize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  7. Ben de ilişkilerde ustalık almadan önce azra gibiydim:))

    YanıtlaSil
  8. Hayatında en az bir kere azra olmuş olanlar :)

    YanıtlaSil
  9. İyi ki gizzıt var :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar