Gerçek İhtiyaç Hangisi?

GERÇEK İHTİYAÇ HANGİSİ?

Yine bir Eylül ayı gelmiş, okullar açılmış, çocuklar okullarda koşuşturmaya başlamıştı...

Anne babalar ise yollara düşmüş kırtasiye, okul çantası, kitap, defter, forma derdindeydi... Anne babalar bir yandan hesap kitap yapıyor, bir yandan çocuklarını memnun etmeye çalışıyor, bir yandan da ihtiyaç listesindekileri bulmaya çalışıyorlardı.

  • Boy boy defterler...
  • Çeşit çeşit cetveller...
  • Türlü türlü boyalar...
  • Çeşit çeşit kitaplar...

Ayten de o yıl torununun ilkokula başlama heyecanını yaşamak için kızının yanına gelmişti. Birkaç ay onun yanında kalacak ve süreçte  ona destek olacaktı. Tüm anne babalar gibi kızı Ebru da çocuklarının ihtiyaç listesi telaşesindeydi... Gittikleri kırtasiyecide Ebru telaşla listedekileri arıyor Ayten ise kenarda bir koltuk bulup oturmuş kendi zamanlarını düşünüyordu.

Eskiden de olurdu böyle telaşeler... kitaplar aranır, kuyruklar oluşurdu kitapçıların önünde... O zaman zor gelir ama keyifli bir anı olarak kalırdı akıllarda o anlar...

İmkanlar böyle değildi, bulunamayan kitaplar da olurdu tabii... O zaman da bir önceki sene o kitabı kullanmış ağabeylerden, ablalardan, akrabalardan sorulurdu. Herkes zor bulunca, gelecek sene birinin işine yarar, belki başkası da kullanır diyerek temiz tutmaya çalışırdı kitaplarını. Hem de böylece kitap alış verişi vesilesiyle bir ilişki oluşurdu mahalledeki çocuklar arasında. O yaşta öğrenirlerdi başkasının ihtiyacını karşılamanın verdiği mutluluğu... Ama şimdi bakıyordu da Ayten, torunu sadece kendi ihtiyaçlarını ve isteklerini düşünüyordu. Kızı Ebru ise, kendisini çocuklarının istek ve ihtiyaçlarını karşılamaya adamıştı. Üzülüyordu Ayten...

Son birkaç gündür Ebru her gün elinde çocukların okul ihtiyaçlarıyla geliyordu. Kitapların kalemlerin etiketlerini yapıştırıyor ama torununun çok da umurunda olmuyordu. Elinde tabletiyle veya televizyonun karşısında ayağını uzatıp rahatça vakit geçiyordu. Bırak başka bir arkadaşının ihtiyacını gidermeyi, kardeşine uzanamadığı bardağı vermeye üşeniyordu...

Kendi çocuklarının zamanını düşünmeye başladı Ayten... Okulların açıldığı hafta aile içinde kitap kaplamak da bir etkinlikti, biri tutar biri yapıştırırdı. Tam oldu zannederken defterin kabı kayar, olmadı yeniden başlanır ve aile olmanın sırrı bu küçük sahnelerde öğrenilirdi.

  • Üretimle mutlu olunduğu...
  • Yanlış da yapsan ailenin düzeltmen için gayretini desteklediği...
  • İşbirliğinin sonucu güzelleştirdiği...
  • Basit gördüğün bir hareketin her şeyi bozabileceği ya da düzeltebileceği...

Kitabın defterin kendisi kadar onu elde edene kadar geçen süreç de öğreticiydi aslında...

Kızının telaşesini izlerken oturduğu koltukta bir kağıt gördü Ayten. Dikkatlice bakınca kağıtta “5.sınıf ihtiyaç listesi” yazdığını gördü ve atlaya atlaya okumaya başladı...

  • 50 yaprak kareli büyük boy defter
  • 40 yaprak çizgili küçük boy defter
  • Guaj boya seti
  • Gönye seti
  • Fen bilgisi soru bankası
  • ...

Liste uzayıp gidiyordu...


O yıl müfredatı işlemek için ihtiyaçları olanlar belliydi ve bir kırtasiyeden parası ödenerek alınabiliyordu. Peki ya o çocukların gerçek ihtiyaçları...

  • İlişki kurma marifeti...
  • Sorumluluk bilinci...
  • Elde ettikleri şeyin kıymetini bilme...
  • Boş zamanlarını kaliteli değerlendirebilme...
  • Birilerinin ihtiyacını düşünüp giderebilme...
  • Hata yaptığı veya düştüğünde kalkıp toparlanabilme...
  • Bir hedef doğrultusunda bedel ödeyebilme...
  • Sabredebilme becerisi...

Bunların hiçbiri listede yazmadığı gibi, bir yerden satın alınabilen şeyler de değildi...

İşte ebeveynlik burada başlıyordu. O kızına bunları öğretmiş, onu problem çözen güçlü bir insan olarak yetiştirmişti. Ama kızı ve damadı “İyi” ebeveyn olmak için gerçek ihtiyacı kaçırmış, adeta çocuklarına sponsor olmuşlardı... Ayten derin bir iç çekti... Ne yapmalıydı?


Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; çocuk büyütmek ve yetiştirmek aynı şey değildir ve iyi ebeveynlik yetiştirmekle mümkündür. Bunun yolu da listelerin dışına çıkıp, gerçek hayata bakıp, gerçek ihtiyacı görmek ve o ihtiyacı gidermektir. O çocuğun karşılaşabileceği problemleri öngörüp; onu bu problemlerin üstesinden gelebileceği bir çözüm becerisine ulaştırmak gerekir.

Hayatın her evresinde yetişen ve yetiştirenlerden olmak ümidiyle...

***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

 İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir""İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.

Aynadaki kişi!

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"

Yahya Hamurcu

***






Yorumlar

  1. Bunu okuyunca, şunu düşünmeden edemedim, aslında şu anda etraf sadece büyümüş çocuklarla dolu maalesef.. Keşke yetişmiş, yetiştirilmiş olsalardı.. Güzel yazı..

    YanıtlaSil
  2. Ne güzel bir ifade. Şimdiki aileler sponsor olmayı iyi anne baba olmak zannediyorlar. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  3. Yetişen ve yetiştiren olmak ümidiyle.. Bizler günümüzde çoğunlukla çocuklarımızı büyütmeyle ilgileniyoruz malesef. Gıdası eksik kalmasın giyimi, kitabı, defteri eksik kalmasın derken bazen yetiştirme kısmında sıkıntılar yaşıyoruz. İlaç gibi geldi bu yazı.. Ümit veren çözüm sunan bir blog olmuş.. İyiki varsınız..

    YanıtlaSil
  4. Tüylerim diken diken oldu. O kadar gerçek bir yazı ki. Çok ama çok teşekkürler. Unuttuğumuz en önemli detaylardan birini hatırlatmışsınız. Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  5. Bırakalım çocuklarımız kendilerini ve çevrelerini keşfetsinler aynı bizimde kendimizi ve çevremizi keşfettiğimiz gibi. Evet kaygı ve korku olcak ama uzaktan gözeterek haberdar olarak cocuklarimiz gelişebilir. İstekleri dışında herşeylerine sponsor değil sadece yapmadığında çok zorlandığında yardımcı olabiliriz.
    Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  6. Çok ihtiyacımız olan bir konuya değinmişsiniz.
    Ellerinize sağlık
    Gerçek ihtiyaç giderenlerden olabilmek dileğiyle😊

    YanıtlaSil
  7. İnsan hep büyük ve somut hedefler derdinde çocuk yetiştirirken. Oysa nasılda yanılıyor ve gerçek ihtiyacı kaçırıyor gözünde . Aile, evlat ilmik ilmik örülen bir bedel istiyor. Detayda çok özen gerekiyor.Ellerinize sağlık🤍

    YanıtlaSil
  8. Hayat okulunu okuyabilen, gerçek çözüm becerisini kazanıyor.. Ne güzel bir yazı olmuş. Elkerinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  9. Peki yetişmeyen bu çocuklar büyüyünce nasıl çocuk yetiştirecek? Dö eğitimleri ile yetiştirmenin yöntemlerini öğrendiğim için çok mutluyum. Emeği geçen herkese çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
  10. Bazen birbirimizin somut ihtiyaçlarına odaklanıp onları daha çok önemseyebiliyoruz. Evin düzeni, yemekler, çamaşır bulaşık... Ama karşımızdakinin ilişkideki soyut ihtiyaçlarını da unutmamak gerek. Çok güzel bir noktaya değinilmiş, elinize sağlık..

    YanıtlaSil
  11. Gerçek ihtiyaçlarını karşıladığında zaten onu hayata tam anlamıyla hazırlamış oluyorsun...

    Çok yerinde tespitler...😊

    YanıtlaSil
  12. Yetiştirme kısmını gözden kaçırıyoruz malesef.. halbuki ebeveyn; insan yetiştiren demek…

    YanıtlaSil
  13. Çocuğu yetiştirmek yerine sponsor olmak çok güzel aktarılmış, çok teşekkürler 🌺

    YanıtlaSil
  14. Hakikaten ya yetiştirmekle sponsorluk arası ne kadar da uzun bir mesafe aslında

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar