Bir Daha mı Geleceğiz Dünyaya?

Bir Daha mı Geleceğiz Dünyaya?

“Bas bas paraları Leylayaaa
Bir daha mı geleceğiz dünyayaaa!”

Serin bir bahar sabahı anne kız kahvaltı hazırlığı için mutfaktaydılar. Bir yandan radyoda çalan şarkıya eşlik ediyorlardı. “Ay anneee ne güzel söylüyor adam vallahi, bir kere geliyoruz şu dünyaya! İnsan anı yaşamalı, anılar biriktirmeli öyle değil mi?” diye seslendi Nihal. Bu yaşına kadar da hayatı öyle yaşamıştı zaten. Çocukluğundan beri babasının göz bebeğiydi. Bir dediği iki edilmez, kimse onu üzemezdi. İyi olsun, mutlu olsun dedikçe babası, her aklına geleni, her gönlüne eseni yapmaya alışmıştı. Bu durum kardeşlerinin ve annesinin gözünden kaçmasa da babasına laf anlatabilmek pek mümkün görünmüyordu.

Şimdi yirmili yaşlarının başında, yeni nişanlanmış, dört bir yanını düğün heyecanı sarmıştı. Evlilik hazırlıkları yaparken “Bir kere evleniyorsun kızım, tadını çıkar” diyordu hep kendine. Sabah akşam alışveriş yapıyor, kınasıydı, düğünüydü, evini döşemesiydi derken içinden ne geliyorsa onu alıyordu. Evleneceği kişiyi seçerken kimseye danışmadığı gibi, düğün hazırlığı sürecinde de ailesini dinlemek gibi bir niyeti yoktu. Verilen tavsiyelere, yapılan uyarılara burun kıvırıyordu. Bir dizide duymuştu galiba “sonunu düşünen kahraman olamaz!” demişti bir meşhur havalı başrol oyuncusu. O gün bugündür aklında bu söz, hayatı sonunu düşünmeden, andaki mutluluğu ve keyfi için yaşıyordu.

Oysa nice insan vardı çevresinde evlenirken üç gün üç gece düğün yapıp sonrasında mutsuz olan… İmkanlarını gönlüne göre harcayıp sonrasında kıtlık yaşayan… Sorumluluk almak yerine paşa gönlünün istediğini yapıp sonrasında pişman olan…

Yine de tüm bu örnekleri yok sayıyor, görmek istemiyordu. O, ne de olsa babasının göz bebeği, annesinin prensesi, her şeyin en iyisine layık olanıydı. Önemli olan bugündü, yarını gerekirse yarın düşünürdü…

Nihal’in hayatını, her anını egosunun istekleri yönetiyordu, tıpkı pek çok insanın olduğu gibi…

Her insan yaşadığı hayatta toplamda mutlu ve başarılı olmak ister. Tüm davranışlarını, seçimlerini, yakınlaştığı insanları, mesafe koyduklarını, gündelik uğraşlarını, ömürlük kararlarını bu amaç doğrultusunda verir.

Öyle zamanlar olur ki, insanın ilişkilerinde, kariyerinde, ailesinde yaptığı seçimler onu toplamda faydaya götürür. Güçlendirir, iyileştirir, bereketlendirir.

Öyle zamanlar da olur ki, insan toplamda iyiyi isterken, egosunun istekleri onu anda iyi olmaya, anda keyif almaya, anda çıkarına uygun hareket etmeye yönlendirir. Egonun huyudur bu napsın, ille hazza yakınlaşacak, acıdan kaçacak işte… İnsan da kimi zaman düşer egosunun peşine, sonunda “ne umduuuk ne bulduk” diyeceği bir yolculuğa çıkar.

Evet, insan bu dünyaya bir kez gelir. İkinci şansı ne kadar istese de vermezler. O yüzden haklıdır her anının tadını çıkarmak, kıymetini bilmek isterken. Hele ki her kafadan çıkan sesler “Anı yaşa! Takılma geçmişe, düşünme geleceği, nefes aldığın her anı dolu dolu yaşa!” derken…

Peki insanın biriciği “an”ın gerçek önemi nedir? Onu bu denli kıymetli yapan bir daha yaşanamayacak olması mıdır? Yoksa anda verilen tepkilerin insanın tüm hayatını şekillendirmesi mi?

Deneyimsel TasarımÖğretisi der ki “Andaki seçimler yaşamını belirler.”

İnsanın duyguları aktifleşip bilinci daraldıkça düşünceleri ân’a yaklaşır. İnsan geçmişine ve geleceğine köprü kurmakta zorlanır. Yaşadıklarından deneyim çıkaramadığı gibi, yapıp ettiklerinin gelecekte doğuracağı sonuçları da göremez hale gelir. Yeter ki o an istediği hazza yakınlaşsın. O yemeği yesin, o alışverişi yapsın, o kızı tavlasın, o parayı kazansın… Yeter ki o an istemediği acıdan uzaklaşsın. O sorumluluğu almasın, o dersi çalışmasın, o evi temizlemesin, o tasarrufu yapmasın, o ilişkide asıl vermesi gereken tepkileri vermesin…

Yeter ki insanın biriciği an, bol keyifli, en kolayından, kaygılardan korkulardan uzak, yorulmadan, sıkılmadan, bunalmadan geçsin…

  • Oysa unutur insan, her an verdiği tepkilerle tüm ömrünü etkileyecek seçimler yaptığını…
  • Andaki çıkarına uygun tepkilerinin, toplamdaki yaşantısını zorlaştırdığını…
  • Şimdiki kazançların, yarının kayıplarını tasarladığını…
  • Bugünkü keyfinin, yarının can sıkıntısının habercisi olduğunu…

Peki o zaman ne yapmalı? İnsan biriciği anını nasıl değerlendirmeli?

İnsanın andaki seçim kalitesini arttıran şey düşünmek, irdelemektir. Geçmişe ve geleceği köprü kurarak düşündükçe insanın egosu pasifleşir, bilinci açılır. Seçimlerinde doğru ve yanlışı, güzel ve çirkini, fayda ve zararı ayrıştırabilmeye başlar.

O sebepledir ki insanın düşünmesi gerekir…

  • Bu konuyla ilgili geçmişte verdiğim tepkiler hangi sonuçları doğurmuştu?
  • Beni mutsuz eden, ilişkilerimi raydan çıkaran, kaş yapayım derken göz çıkardığım davranışlarım hangileriydi?
  • Peki, sabrettiğimde, sessiz kaldığımda, alttan aldığımda, ihtiyaç giderdiğimde neler olmuştu?
  • Bugün içimden gelen şu davranışın gelecekteki etkisi nasıl olacak? Beni güçlendirecek mi, yoksa bilakis ilişkilerimdeki etkimi, otoritemi mi azaltacak?
  • Taviz mi veriyorum, merhamet mi ediyorum? 
  • Elde etmek istediğim şu sonuca ulaşırken izlediğim yöntem gerçek mi sahte mi?
  • Andaki her kazanç bana toplamda da kazandıracak mı? Anda elde ettiğim bu başarı, beni toplamda da yüceltecek mi?
  • Egomun istediği ama bana toplamda zarar verecek olan tepki hangisi? Egomun hiç istemediği, ama beni toplamda faydaya, mutluluğa, başarıya ulaştıracak olan tepki hangisi?

An… İnsanın biriciği... Bir ömür karşılaşacağı öyküleri, yaşayacağı kolaylıkları ve zorlukları belirleyen...

An… İnsanın kazanmak istediği, oysa toplamı kazanmak için bazen kaybetmesi gereken…

An… İnsanı yanıltan…

An… İnsanın anlık seçimlerinin kıymeti bildikçe tüm zamanlarda mutluluğa ve başarıya ulaştıran…

Her anımızı hakkıyla değerlendirebilmek dileğiyle…

***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

 İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir""İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.

Aynadaki kişi!

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"

Yahya Hamurcu

***



Yorumlar

  1. An… İnsanı yanıltan…
    Ne acayip bir cümle...
    Ve ne kadar gerçek...

    Elinize sağlık, anda doğru tepkileri verebilmek dileğiyle 🌿🌺

    YanıtlaSil
  2. An.. tüm zamanlarımızı belirleyen o an..mutluluğumuzu ve başarımızı belirleyen seçimleri yaptığımız o an... Bu seçim geçmişten geleceğe köprü kurarak olunca insan bir ömre ne büyük huzur yerleştirmiş oluyor. Hep seçimlerimiz bilinç açıklığı ile olsun inşAllah. Ellerinze sağlık.

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel anlatmışsınız kaleminize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  4. Anı dizayn eden de geçmişteki verdiğimiz tepkilerdir aslında. Her şey birbiriyle ilişkili bu hayatta… kaleminize sağlık 🪶

    YanıtlaSil
  5. İnsanın bu hayatta belki de en çok düşünmesi gereken, en kalitesini artırması gereken şey seçimleri gerçekten. Anı dizayn etmek ömrü diyazn ediyor aslında. Elinize sağlık...🍃

    YanıtlaSil
  6. An insanı nasılda yanıltıyor...

    YanıtlaSil
  7. Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  8. Küçücük bir anda verdiğimiz doğru tepkiler ne kadar da önemli aslında... Çok güzel kaleme alınmış.

    YanıtlaSil
  9. yaşadığım an ziyana götürüyor oysa…çok güzel
    . Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  10. Nasıl tanıdık geldi
    Çevremizi kendimizi gördüm sanki
    Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  11. Allah huzurunda olduğumuzu her an hatırda bulundurmak...

    YanıtlaSil
  12. Andaki seçimlerin yaşamını belirler🌼

    YanıtlaSil
  13. An… İnsanın kazanmak istediği, oysa toplamı kazanmak için bazen kaybetmesi gereken…

    An… İnsanı yanıltan…


    Ne doğru ifadeler… anını değiştiren hem geleceğini hem de geçmişe bakışını değiştirir…Köprüler kurmak için acı çekmeye değmez miydi hayat?

    YanıtlaSil
  14. O, ne de olsa babasının göz bebeği, annesinin prensesi, her şeyin en iyisine layık olanıydı.
    İşte tam olarak çocuklarımızı böyle büyütüyoruz; sonra anaokulundan ağlayarak geliyorlar “hani ben prensestim, orda 15 tane daha prenses var!” Diye..

    YanıtlaSil
  15. Tüm aldatanların cümlesi “bir anlık bi hataydı! “

    YanıtlaSil
  16. Bi daha mı gelicez diye diye bi kere yaşayacağımız hayatı mahvedebiliyoruz :(

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar