Bayram İnsanı Olmak

 Bayram İnsanı Olmak

Bir bayram daha geldi, hatta gidiyor bile… Belki bazılarının ilk, belki bazılarının son bayramı… Hani filmlerde olur ya gökten para yağar ve herkes telaşla toplamaya çalışır, çünkü o paranın bir sonu vardır… İşte hayrın yağmur gibi yağdığı günleri uğurlamak üzereyiz…

Son zamanlarda bayramların anlamı çoğu kişi için değişti. Büyük şehirlerde komşuluk ilişkileri zayıfladığı gibi, bayramlaşma da bir külfet olarak görünmeye başladı. Çoğu insan için eve misafir gelecek olması eskisi gibi coşku vermez oldu. Hatta hayatın koşturmacası içerisinde bayram hazırlıklarıyla uğraşmak günümüzde pek tercih edilmiyor. Bu nedenle bayramlar son dönemlerde tatil ya da şehir dışı turları için bir fırsat, evden uzaklara kaçmak için bir bahane oldu. Komşuya bayram ziyaretine gitmeye cesaret göstermenin, bir erkeğin evlenme teklifi etmedeki cesaretine eşdeğer olmaya başladığı bir dönemdeyiz. Kimisinin cesaret edemediği, cesaret edenlerin kendini kahraman gibi hissettiği günler…

Aslında çok yakın tarihlere kadar böyle değildi…

Eskiden, bayramların herkes için ayrı bir tadı vardı. Çocuk için başka… Yetişkinler için başka… Yorucu ama lezzetli günlerdi o günler… Evde en az bir hafta önceden hummalı bir temizlik çalışmasına girişilir, halılar yıkanır, ev silinir süpürülür, ev sanki başka bir ruha bürünürdü.

Çocuklar için “Keşke her gün bayram olsa…” denilen dönemlerdi o bayramlar…

Bayramlık almak o dönemlerde zordu ama herkes kendi bütçesine göre bir şeyler alır, alamayan kuzeninin küçülen kıyafetini giymenin sevincini yaşardı. Sabah erken uyanılır, bayram namazına giden baba beklerken uyuklanır, sonra bayramlaşma için akrabalarla toplanılırdı. O güne özel, kahvaltıya ayrı bir özen gösterilir, herkese sofrayı hazırlamak için bir pay verilirdi ve herkes halinden çok memnun olurdu. Büyüklerin elleri öpülür, kolonyalar ikram edilir, bayram harçlıkları ile neşe ikiye katlanırdı.

Evlerimize sanki “Bayram” isimli biri misafir olur ve biz onu evimizde onu konuk etmenin coşkusunu yaşardık. Bütün aile sofraya oturur, espirilerle, tatlı atışmalarla kahvaltının tadına doyulurdu. Uzun uzun kahvaltı yapılır, sonrasında ortalığı toparlama telaşına düşülürdü. Malum bayramdı ve her an başka misafirlerimiz de evimize konuk olabilirdi. Büyükler, eve gelecek misafirleri beklerken çocuklar da o arayı boş bırakmaz, tanıdık arkadaşlarıyla toplanıp önce mahalledekilerle bayramlaşırlardı.

Kapı kapı dolaşır, kapı açılınca hep bir ağızdan “Bayramınız mübarek olsunnn” diye neşeyle bağırır, büyüklerinin ellerini öperlerdi. O büyükler de çocuk sevindirmenin kıymetini bilir. Onları sevindirmenin yolunu ararlardı. Zaten birçoğu bunun hazırlığını çok önceden yapardı. Kimisi şekerini, kimisi harçlığını, kimisi topacını hediye etmek için bayram gelmeden hazırlardı.

Bu vesileyle tanıdık, tanımadık yakın, uzak mahalledeki komşularla karşılıklı bir muhabbet, bir bağ oluşurdu.

Şeker toplayacağız diye çocukların gezmediği kapı kalmaz ve aralarında tatlı bir rekabet de olurdu. En fazla ve en güzel şekerleri kim toplayacaktı. Bu onların en büyük motivasyonuydu, o yüzden hiç yorulmazlardı.. Akşama doğru hasılatı bir yere yığar, tek tek sayar, sonra oturur  hepsini beraberce mideye indirirlerdi.

Eve gelen misafirlerin de ayrı bir keyfi vardı. Tatlılar, sohbet, neşe, çocuk sesleri…

Hatırlayan herkesin söylediği şeylerden biri… “Nerede o eski bayramlar…?”

Aslında bayram aynı bayram…

  • O yine hayırlarla dolu geldi…
  • O yine kalpleri ısıtmaya geldi…
  • O yine küsleri barıştırmaya geldi…
  • O yine ilişkileri canlandırmaya geldi…
  • O yine değer katmaya geldi…

Belki sorulması gereken esas soru şu?

“Nerede bu hayırdan faydalanmayı hak eden insanlar…?”

  • Komşusuna ikramlı…
  • Akrabasına vefalı…
  • Çocuklara sabırlı…
  • Uzaklardaki sevdiklerine bağlı…
  • İlişkilerde canlı ve tebessümlü…
  • Tanıdığına tanımadığına selamlı…

Belki de değişen bayram değil, değişen bizleriz…

Belki gökten yine hayır ve bereket yağıyor ama biz farkında değiliz…

O yüzden

Henüz bayram bitmemişken,

Henüz “hayır” yağışı devam ederken…

Henüz aranacak akrabalar, alınacak gönüller, kutlanacak bayramlar varken…

Var mısınız şeytanın bacağını kırmaya?

  • Belki uzun zamandır ihmal ettiğimiz bir akraba ziyaretiyle…
  • Belki bir komşu ziyareti cesaretiyle…
  • Belki bir yetim başı okşayarak…
  • Belki bir çocuk sevindirerek…
  • Belki sadece bir telefon konuşmasıyla…
  • Ya da huzurevine yapacağınız bir sürprizle…

Hatıralarınızda siyah beyaz kalmış özlediğimiz bayramları yeniden canlandırabilmek, bayramlara yakışır insanlar olabilmek dileğiyle…

Hayrından faydalandığınız nice güzel bayramlara…

   ***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

 İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir""İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.

Aynadaki kişi!

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"

Yahya Hamurcu

***




Yorumlar

  1. İnsanın beyazda cesaretini artıran bir yazı olmuş... Ellerinize sağlık...🤍
    Bayramın hayrından faydalanabilmek dileğiyle...

    YanıtlaSil
  2. İnşALLAH gerçekten bu hayırdan faydalanabiliriz🌺
    Çok güzel bir yazı ellerinize sağlık🥰

    YanıtlaSil
  3. Yaaa ne güzel düşünülmüş 🍬🌺

    YanıtlaSil
  4. Çok güzel bir yazı olmuş. Ellerinize sağlık. Allah hepimize bayrama yakışır insan olmayı nasip etsin

    YanıtlaSil
  5. Hayırdan faydalanabilmek dileğiyle. Hayırlı bayramlar elinize sağlık

    YanıtlaSil
  6. Çok güzel bir yazı olmuş. Ellerinize sağlık. Allah hepimize bayrama yakışır insanlar olmayı nasip etsin..

    YanıtlaSil
  7. Hatırlatıcı bir yazı olmuş kaleminize sağlık:) 🍭🍬

    YanıtlaSil
  8. Çocukluğumu hatırlattı çok samimi bir yazı olmuş, kalbinize kaleminize saglik;)

    YanıtlaSil
  9. Harika bir yazı olmuş evet bayramlar eski bayramda insanlar eski insanlar değil. Herkes bir tabak ikramda bir tebessümden aciz.

    YanıtlaSil
  10. Eski bayramlara dönemeyiz ama o tadı alabiliriz... Ağız tadında özlediğimiz bayramların tadını alabilmek dileğiyle.. Emeğinize sağlık... Tebessümün😊 neşenin eksik olmadığı bayramlar dilerim 🍬

    YanıtlaSil
  11. Nerede Eski Bayramlar.. Çok güzel bir yazı, Ellerinize sağlık.. İyi Bayramlar...

    YanıtlaSil
  12. "Hani filmlerde olur ya gökten para yağar ve herkes telaşla toplamaya çalışır, çünkü o paranın bir sonu vardır… İşte hayrın yağmur gibi yağdığı günleri uğurlamak üzereyiz…"
    Ne kadar etkileyici bir benzetme olmuş burda ki yazıları okumayı seviyorum.

    YanıtlaSil
  13. Varım. Benim icin ne kadar zor olsa da bu bayram, bayram gezmesini , el opmesini, teyzelere sabirla cebap vermeyi keyifle yapacağım:)

    YanıtlaSil
  14. Hayrın yağmur gibi yağdığı günler... Çok çabuk geçiyor. Kıymetini bilmek dileğiyle...

    YanıtlaSil
  15. çok güzeldi... nice bayramlara

    YanıtlaSil
  16. Bayram gibi bayramlarımız olsun

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar